Teşekkür ederim, Bay Saticoy, ama korkarım teklifinizi kabul edemeyeceğim. | Open Subtitles | شكراً لك سيدي. لكنني لا أستطيع قبول عرضك |
Beklemede olan diğer engel artık söz konusu değil bunun anlamı da, teklifinizi kabul etmeye karar verdim. | Open Subtitles | هناك تعقيدات أخرى كنت أعلقها والآن تركت الطرح مما يعني أنني قررت قبول عرضك |
Size çok saygı duymama rağmen teklifinizi kabul etmemi haklı çıkaracak bir şey hissetmiyorum. | Open Subtitles | بالرغم أني أحترمك جداً لا أشعر أن هناك ما يبرر لي بـ قبول عرضك |
Dadı teklifini kabul edebilir miyim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر فى قبول عرضك العمل كجليسة أطفال |
Dadı teklifini kabul edebilir miyim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر فى قبول عرضك العمل كجليسة أطفال |
Lütfen beni anlayın, sizi kabul edemem. | Open Subtitles | افهمني أرجوك لا يمكنني قبول عرضك |
Lütfen beni anlayın, sizi kabul edemem. | Open Subtitles | افهمني أرجوك لا يمكنني قبول عرضك |
Cömert teklifinizi kabul edebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | لست واثقا أني أستطيع قبول عرضك على الرغم من سخائه |
Durumu göz önüne alırsak teklifini kabul edemem. | Open Subtitles | وفقًا لوضعي، فلا يمكنني قبول عرضك. |
New York'a, buralardan uzaklara, gitme teklifini kabul etmis olsaydim, ne oylamalardan, ne durusmalardan, ne de Increase Matter'dan haberimiz olacakti. | Open Subtitles | لقد كان على قبول عرضك بالذهاب .... إلى نيويورك ...بعيدًا عن هذا المكان |
Öyleyse teklifini kabul etmeliyim sanırım... | Open Subtitles | ربما اعمل على قبول عرضك |
Agnes'a yardım etme teklifini kabul etmemi istiyorsan benim yardımımı kabul etmelisin. | Open Subtitles | (إذا أردت مني قبول عرضك لمُساعدتي بشأن تربية (آغنيس فسيتوجب عليك إذن قبول عرض مُساعدتي لك |
Agnes'a yardım etme teklifini kabul etmemi istiyorsan benim yardımımı kabul etmelisin. | Open Subtitles | (إذا أردت مني قبول عرضك لمُساعدتي بشأن تربية (آغنيس فسيتوجب عليك إذن قبول عرض مُساعدتي لك |