"قبّلني" - Translation from Arabic to Turkish

• öptü
• beni öp
• öpücük ver
• Öp
• öptün
• öpmüştü
• öperse

Senin hakkında konuşuyorduk ilişkiler hakkında konuşuyorduk ve beni öptü.
كنّا نتحدّث عنك، كنّا نتحدّث عن العلاقات، ومن ثمّ قبّلني.

Sonra beni öptü ve iyi geceler dedi.
بعدها قبّلني وقال لي ليلة سعيدة

Aslında daha çok o beni öptü.
في الواقع، هو من قبّلني في الأغلب

Şimdi lütfen beni öp. Hiç olmazsa üstüme çık.
الآن قبّلني من فضلك أو أقلّه استلقِ عليّ

Önce bir öpücük ver, sonra sana anlatırım.
قبّلني أولاً، وسأخبرك بعد ذلك

Beni öptün.
شعرتُ بكِ تُمسكيني وتُقبليني. أنتِ من قبّلني.

Bir tek şey hariç evet. Beni gözlerimden öpmüştü.
أجل ، عدى أنه قبّلني في عيني

Beni öptü işte. Bir daha olmayacak.
لقد قبّلني ولن يتكرر ذلك مُجدداً.

öptü ve fotoğraflarımızı çektirdi.
. لقد قبّلني و أخذ لنا بعض الصور

- Beni öptü ve fotoğrafımızı çektirdi. - Haklı olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu.
. لقد قبّلني و جعل أحدهم يأخذ صوراً لنا - لقد كان يحاول أن يثبت -

Dördüncü sınıftı ve o beni öptü.
ذلك كان في السنة الرابعة و هو من قبّلني

Bob Drag ben erkekler tuvaletinde öptü.
لقد قبّلني بوب دراغ للتو في توليت حانة.

Şimdi de diğer Lippman öptü beni.
والآن قبّلني ليبمان الآخر.

Ve birkaç ay sonra bir restoranda yemek yerken hiç beklemediğim bir anda John masanın üstünden eğilip, beni öptü.
و بعد بضعة أشهر لاحقاً, كنّا على العشاء في مطعم, و لصدمتي التامّة, (جون) مال على الطاولة و قبّلني.

Peki, sakın çıldırayım deme ama Jason dün gece beni öptü.
حسن, لاتزجع, لكن (جايسن) قبّلني ليلة الأمس.

Beni öptü.
لقد قبّلني ماذا؟

Ne? Geçen gün, sen adanın diğer tarafından gelince, Jack beni öptü.
ذلك اليوم، عندما عدتِ من الجانب الآخر للجزيرة، قبّلني (جاك)

Giderken beni öptü.
وحين مغادرته قبّلني

Yavaşça yavaşça, Öp beni! Öp beni!
أوه، ببطئ، قبّلني قبّلني، قبّلني

Aferin. Şimdi bana bir sarıl ve öpücük ver.
جيد, الآن عانقني و قبّلني

- Ya beni öperse ve ilk seferim olduğunu anlarsa?
-وإذا قبّلني ... . -وعرف أنها المرة الأولى؟