Bunu gelmeden önce bize bahsetmen gerekmez miydi? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنّه كان يجب أن تخبرنا بهذا قبل قدومنا ؟ |
Sorduğum şey biz buraya gelmeden önce arabalara kameralar mı yerleştirdiniz? | Open Subtitles | لقد عنيت أن أقصد هل قمتم يا شباب بتزويد السيارات بكاميرات قبل قدومنا إلى هنا؟ |
Bu da önemli ama. Buraya gelme sebebim bu. | Open Subtitles | هذا أمر مهم أيضاً أنه نوعا ما سبب قدومنا إلى هنا |
Biz, uh...bir soygun olayı duyduk ve buraya geldik, aslında çok komik bir hikayesi de var. | Open Subtitles | وذلك الجزء بشأن قدومنا لنسرِقكم، تِلك كانَت في الحقيقة قصة طَريفة. |
İyi vakit geçireceğimize eminim. Ama biz, bunun için gelmedik. | Open Subtitles | أنا متاكد اننا سنحظى بوقت طيب لكن هذا ليس سبب قدومنا إلى هنا |
Erken geldiğimiz için çay hakkımızı kaybettik mi yoksa? | Open Subtitles | حسناً إذا ألن يكون بامكاننا احتساء الشاي معاً بسبب قدومنا المبكر؟ |
geldiğimizden beri ağzına bir damla içki koymamıştı. | Open Subtitles | منذ قدومنا هنا ربما إذا ذهبت وقلت له أننى غيرت رأيى |
Bak, öylece çatıya doğru koşamayız Bizi bekliyor olacaklar. | Open Subtitles | إسمع، بوسعنا الركض إلى ذلك السطح. إنه لن يتوقع قدومنا أبداً. |
Biz buraya gelirken uşağınız fark etmiş. | Open Subtitles | لقد لاحظها خادمك اثناء قدومنا الى هنا بالسيارة |
Konuşlanma şekillerine bakılırsa, bizim onlara doğru gelmemizi bekliyorlar. | Open Subtitles | بالمناسية إنهم منتشرون أعتقد أنهم ينتظرون قدومنا إليهم |
Tamam, işte biz de bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | حسناً، هذا سبب قدومنا إلى هنا. |
Buraya daha önce gelemediğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | نأسف لعدم قدومنا مبكراً. |
Buraya gelmeden önce Serena'yla anne-babamızla buluşmamız gerekiyordu ve bir içkide aile bağlarından Faulkner'a kadar gitti. | Open Subtitles | سيرينا وانا قابلنا والدانا قبل قدومنا هنا وأصبح الامر كمجلس عائلي خليط واحد |
O gece biz gelmeden önce kulüpte Laurel Harrison'la ne tartışıyordunuz? | Open Subtitles | تتجادلان بشأنه في النادي قبل قدومنا إليكن؟ لا أتذكر |
Kız, biz gelmeden önce tarih öğretmeni olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الفتاة قالت لنا أنّكَ كنت مؤرخ قبل قدومنا. |
Ameliyatı kaldıramayabilir ve ölebilir. Ama Seattle'a gelme sebebimiz bu. | Open Subtitles | أو قد تموت من الجراحة. ولكن هذا سبب قدومنا ل"سياتل". |
Evet, aslında buraya gelme nedenimiz de bu. | Open Subtitles | أجل في الحقيقة هذا سبب قدومنا إلى هنا |
Hayır, yani kuyruğumuz bacaklarımızın arasında buraya geldik. | Open Subtitles | لا، اعني قدومنا هنا مع شعورنا بالخزي |
Buraya o yüzden geldik, değil mi? | Open Subtitles | هذا سبب قدومنا هنا أليس كذلك؟ |
Hayır, bunun için buraya gelmedik. | Open Subtitles | كلا، هذا ليس سبب قدومنا إلى هنا. |
Bu ve geldiğimiz sabahki arabayla hâlâ zamanımızı boşa harcadığımızı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | بين ذلك والسيارة الموجودة صباح قدومنا... أما تزال تظن أننا نضيع وقتنا؟ |
Amerika'ya geldiğimizden beri seks yapmadığımın farkında mısın? | Open Subtitles | أتدرك أنني لم أمارس الجنس منذ قدومنا إلى أميركا؟ |
Bizi bekliyor di mi? | Open Subtitles | إنّها تتوقّع قدومنا, أليس كذلك؟ |
Neden dünyaya gelirken ve ayrılırken ağlamamız gerekiyor? | Open Subtitles | لماذا يجب أن نبكي عند قدومنا للعالم و مغادرتنا له؟ |
Ne zaman gelmemizi bekliyor? | Open Subtitles | فى أى وقت تنتظرون قدومنا ؟ |
Phoenix'deki evi satmak zorunda kaldık, bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | (توجب علينا بيع المنزل في (فينيكس وهذا سبب قدومنا إلى هنا |
Daha erken gelemediğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | نأسف لعدم قدومنا بوقتٍ أبكر |