Ben sadece gelecek haftaki buluşmamızdan önce, raporu tek başıma okumak istedim hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط أريد قرائتها بنفسي قبل اجتماعنا الأسبوع القادم, هذا كل شئ |
Yolladın, telefonumdan okumak zor oldu. | Open Subtitles | لقد فعلت, لكنه كان من الصعب على قرائتها على الهــاتف. |
Hem, bunu bilgisayara doğru tutarsak kendisi de Okuyabilir! | Open Subtitles | وسنمسك بهذه قبالة الحاسوب كي يتمكن من قرائتها بنفسه |
Benim için Okuyabilir misin? Garip bir şey mi? | Open Subtitles | هل بإمكانكِ قرائتها عليّ أهذا غريب؟ |
Bir müşteri unutmuş olmalı. Yardımı olacağını düşünüyorsan okuyabilirsin. | Open Subtitles | حتماً زبون تركها يمكنك قرائتها إذا سيساعدك |
Devam et, oku. SaatLer önce imzaLadı. | Open Subtitles | يـُمكنك قرائتها إنتهى إستجوابه مذ ساعة مضت |
Hayır, sevgili Bayan Lemon, belki okumaz ama belki yeni işverenleri okur. | Open Subtitles | كلا, عزيزتي ىنسة "ليمون", ربما لا لكن رؤسائها الجدد يمكنهم قرائتها |
Belki zaman öldürmek için yüksek sesle okursun bize. | Open Subtitles | فكرت ان قرائتها بصوت عالي ستساعد على قتل الوقت |
Şunu okuyamıyorum. Siz Okuyabiliyor musunuz? | Open Subtitles | لاأستطيعقراءةهذه ، هل بإستطاعتكِ قرائتها ؟ |
İspanyolcasını da okuyabilirim. | Open Subtitles | كان بإمكاني قرائتها بالأسبانية؟ |
En sevdiği arzuları, akıl sağlığıyla ilgili şeyler okumak zaafları öğrenmek ve 73 egzotik kuşuna bakmak. | Open Subtitles | حتى أصبح قادرًا على قرائتها مره ثانية من النهاية. شغَفه هو القراءة عن المرض النفسي |
Neden okumak istemediğimi şimdi anladınız mı? | Open Subtitles | الآن فهمت ، لماذا لم أكن أريد قرائتها. |
okumak ister misiniz? | Open Subtitles | ايمكنك قرائتها ؟ |
Öncelikle Okuyabilir miyim? | Open Subtitles | انه خيارك هل يمكنني قرائتها أولاً ؟ |
Ezbere Okuyabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك قرائتها لنا الآن ؟ |
Bitiyor. Okuyabilir miyim? | Open Subtitles | انتهيت تقريباً - هل يمكنني قرائتها ؟ |
İyi, istediğin kadar okuyabilirsin. Onunla işim bitti. | Open Subtitles | حسنٌ، بوسعكِ قرائتها كيفما تشائين، فلقد فرغتُ منها |
Evet, şimdi tekrar oku. | Open Subtitles | حسنا أعيدى قرائتها لى |
Bir roman yazdım da acaba Charlie okur mu diyordum... | Open Subtitles | ألفت هذه الرواية و كنت أتسأل إذا تمكن (شارلي) من قرائتها |
Çok güzel, dinle, makaleyi sakla ve dersten sonra okursun. | Open Subtitles | إسمعني, إحتفظ بالمقالة, يُمكنك قرائتها بعد إنتهاء الحصة |
Ve bir şeyler daha var, ama faks makinemin mürekkebi bittiğinden okuyamıyorum. | Open Subtitles | هناك أسطر أكثر ، ولكن جهاز الفاكس نفذ من الحبر فلن أتمكن من قرائتها |
İstersen sana okuyabilirim. | Open Subtitles | يمكنني قرائتها لكِ إذ كنتِ تريدين. |
Zar zor okuyabilmem veya bir gün toz olması önemli değil, onu o kadar çok okudum ki, "Sevgili anne, yine dayak yedim, ve bir hayalet gördüm. | Open Subtitles | لا يهم إذا كنت بالكاد أستطيع قرائتها أو أنها ستتلاشى لتكون غبار لقد قرأتها مراراً عديدة "أمي العزيزة لقد ضربت و قد رأيت شبحاً" |
Yani, bu gece okumam için çok fazla şey vardı zaten. | Open Subtitles | حسنًا، كان هنالك الكثير من الأشياء عليّ قرائتها الليلة على أيّ حال |
Ortalara gidildikçe mezarlar daha eski. Okuması zorlaşıyor. | Open Subtitles | الاضرحة التى فى الوسط اقدم بكثير من الصعب قرائتها |
Ona o haberleri Okumayı bırakmasını söyledim, onu daha çok üzüyordu çünkü. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بأن عليها التوقف عن قرائتها لأنها تجعلها منزعجة بشكل أكثر |
- Nasıl okunacağını bilmen gerek sadece. | Open Subtitles | فقط عليك معرفة كيفية قرائتها |
Sen de kimsenin okuyamadığı haritayı ver. | Open Subtitles | أعطني الخريطة التى يمكن لأي رجل قرائتها. |