Elimi yavaşça yanağına koydum ve o an gerçekten çok yakındık. | Open Subtitles | رفعت يدي وتلمست وجنتها وفي هذه اللحظة شعرت أننا قريبتان من بعضنا للغاية |
yakındık. Belki istediği kadar yakın sayılmayız ama yakınız. | Open Subtitles | نحن قريبتان, ربما ليس بذلك القرب الذي هي تتمناه, ولكن نحن قريبتان |
Şu sıralar pek fazla beraber vakit geçiremedik, ama açık olmak gerekirse de yeterince yakındık. | Open Subtitles | أعلم أننا لم نقضي الكثير من الوقت معاً هذه السنة لكن ظننتنا قريبتان بما فيه الكفاية |
Vay be, bu işi halletmeye çok yakındık. | Open Subtitles | لقد كنا قريبتان جدا من اقتلاع هذا منا |
Lisa ve ben herzaman çok yakındık. | Open Subtitles | أنا و "ليزا" كنا قريبتان للغايه |
Birbirimize çok yakındık. Bunları aşabilirdik. | Open Subtitles | نحن قريبتان من بعضنا |
Biz çok yakındık, sonra. | Open Subtitles | كنا قريبتان. |