| O bölgenin yüzbaşısına 5-6 yıl önce trafik cezasında ırk ayrımcılığı yaptığı için dava etmiştim. | Open Subtitles | الكابتن المسؤول هُناك قُمتُ برفعِ قضيةٍ عليه منذُ خمس أو ست سنوات للتمييز العنصري عندَ إشارات المرور |
| Haftalarca çalıştıkları bir dava üzerindeler. | Open Subtitles | إنَّها في الواقعِ مشغولينِ في قضيةٍ ما والتي يعملانِ عليها منذُ عدةِ أسابيع |
| Bir dava için biraz fazla giyinmişsin. | Open Subtitles | ثياب متأنقة أكثر مما ينبغي من أجل قضيةٍ |
| Bilmediğim tek şey ise bunun neden duruşmaya çıkardığın ilk dava olduğu. | Open Subtitles | لما هذه أولُ قضيةٍ تأخذُها للمحكمة. |
| Bana karşı bir dava oluşturuyorsun. | Open Subtitles | إنّك تحاول بناء قضيةٍ ضدي |
| Adı Sang Min. Five-O'nun çözdüğü ilk dava. | Open Subtitles | (إسمهُ (سانغ مين "اول قضيةٍ عملت عليها فرقةُ "فايف |