"قفصه" - Translation from Arabic to Turkish

    • kafesinden
        
    • kafesine
        
    • kafese
        
    • kafesini
        
    • kafesinde
        
    • Kafesi
        
    • mantardan
        
    Kuşun kafesinden çıkmasına her zaman izin vermeli misin? Open Subtitles هل يجب أن تدع هذا الطير يخرج من قفصه دائماً ؟
    Su içmesi gerekiyordu ve ben de kafesinden çıkardım tuvaletten içebileceğini düşünmüştüm ama birden kaçtı ve geri tekrar kafese sokamadım. Open Subtitles سمحت له بالخروج من قفصه لأنه بحاجة إلى الماء وأعتقدتُ بأنه سيشرب من المرحاض أو شيء ما، لكنه هرب
    Bunun sonucunun böyle sıkıcı olmaması gerekiyordu. Onu kafesine koyun. Open Subtitles لا يفترض لهذا أن يصبح مملاً، ضعوه بعيداً في قفصه
    Tekrar kafesine koysan iyi olur. Bugün yeterince uçtu. Open Subtitles من الأفضل أن تعيده إلى قفصه ، لقد إكتفى من الطيران اليوم
    Annem ne zaman elini kafese soksa onu ısırırdı. Open Subtitles في كل مرة تضع أمي يدها في قفصه يقوم بعضها
    kafesini temizlemeyi bıraktı. Onun yerine her gün kafese kağıt mendil koydu. Open Subtitles وهي توقفت عن تنظيف قفصه, وبدل من ذلك قامت بوضع المناديل المعطرة فيه
    Bay Yalnız'ın tüm sahip oldukları sadece bir kaç küçük oyuncak bebek ve kafesinde koşması için küçük bir tekerlek. Open Subtitles كل مايملكه استاذ وحيد هذا هو جوزين عرائس لعب وعجلة صغيرة ليتجول حول قفصه.
    Kafesi kaza yerinden birkaç bin metre uzakta bulunan köpekleri de kurtulmayı başarmıştı. Open Subtitles " برفقة كلبهم " " الذي وجد محبوسا في قفصه " على بعد عدة" "آلاف من الأمتار من مكان تحطم الطائرة
    Olumsuz, peri şapkalı mantardan ayrılmış. Open Subtitles سلبي لقد خرج السجين من قفصه
    Yemeği, suyu var kafesinden de memnun görünüyor. Open Subtitles لديه طعام, ماء يبدو أن قفصه الجديد يعجبه
    Kıskanma,senin yok diye, çünkü bu dostun kafesinden çıktı ve sinsi sinsi geri döndü! Open Subtitles سوف تكون غيوراً, لأن الكلب أُطلِق من قفصه و قد عاد
    Waldo adlı kuş, kafesinden salındı ve Laura'ya saldırdı. Open Subtitles تم اطلاق الطائر "والدو" من قفصه وهاجم "لورا".
    - kafesinden kaçtı. - Yakalamayı denemedin mi? Open Subtitles وقد هرب من قفصه - هل حاولتِ الإمساك به ؟
    Onu izle. Sana sarılırsa dizinle göğüs kafesine vur. Open Subtitles إنتبه منه ، إذا إحتضنك بقوة إرفع رجليك إلى أن تضرب قفصه الصدري
    Bu deli kuşu ses geçirmez kafesine geri koyma zamanı. Open Subtitles حان الوقت لوضع ذلك الطير المجنون في قفصه المبطن.
    İçimdeki adamı kafesine sokabilmek için çok zaman harcadım. Open Subtitles قضيت الكثير من الوقت لكي أجعل رجُلي يرجع إلى قفصه
    Köpek yavrusu değil ki. Pisliğini kafese yapıyor. Open Subtitles , إنّه ليس مثل جرو البوبي . يحدث ضوضاء داخل قفصه
    Yemek yemesi için kafesini kullansa da biz de birbirimize biraz zaman ayırsak. Open Subtitles كما تعلم، يجب عليه أن يعتاد على تناول الطعام في قفصه أو لن نحصل أبدا على دقيقة لأنفسنا.
    - Herkes kendi kafesini kullanıyor değil mi? - Kesinlikle. Tamam, onu bunun yanına koyun. Open Subtitles هل كل واحد في قفصه الخاص؟
    Muhtemelen şu an kafesinde mışıl mışıl uyuyordur. Open Subtitles من المحتمل انه الآن يغط في نوم عميق في قفصه
    Kafesi her zaman mükemmel olmalı. Open Subtitles قفصه دائماً يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مثاليَ.
    Olumsuz, peri şapkalı mantardan ayrılmış. Open Subtitles سلبي لقد خرج السجين من قفصه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more