Ve ben de kafasına bir kurşun sıktım ama kalbi atmaya devam etti. | Open Subtitles | و أنا وضعت رصاصة فى رأسها و لكن قلبها لم يكف عن النبض |
Beşinci açık Kalp ameliyatının ortasında kalbi alev aldı ama kurtuldu. | Open Subtitles | قلبها أحترق في وسط عملية قلبها الخامسة وبقيت على قيد الحياة |
O cadı bunun bedelini ödeyecek, onun kalbini çiğ çiğ yiyeceğim. | Open Subtitles | هذا ساحرة سيدفع ثمن هذا. أنا سوف تتغذى على قلبها البارد. |
Onun kalbini kıracaksın, ve basın bunu öğrenince, yaptığımız reklam boşa gidecek. | Open Subtitles | ستسحق قلبها وبعد ذلك الصحافة ستكتشف وكلّ الخير الذي صنع يذهب هباء |
Kızın kalbinin, kendisinden aşağı, basit bir asistanda olduğunu anlayınca öfkeden gözü döndü. | Open Subtitles | وعندما أدرك بأن قلبها يميل إلى المساعد برجل أقل منه بكثير انفجر غضبا |
Ablanızın yüz ifadesindeki durgunluk kalbine kolay etki edilemeyecek biri olduğuna inandırdı beni. | Open Subtitles | صفاء طلعتِها أقنعني بأنّ قلبها من غير المحتمل أن يكون قد مْسَّ بسهولة. |
Yumuşak kalbinde taşıdığı hassaslığıyla içlerinde en özel olanı da Claire. | Open Subtitles | و هي المميزة و لديها نقطة ضعف و هو قلبها الرقيق |
Hastanedeki kız Kalp duvarında sıkışmış bir kurşun olan kalbi şişmişti. | Open Subtitles | الفتاة في مستشفى مع رصاصة استقرت في جدار قلبها، قلبها الملتهب. |
Biz onu tekrar o kafese tıkana dek... kalbi neşe doluydu. | Open Subtitles | كانت هناك بهجة في قلبها قبل أن نحجزها في ذلك القفص. |
Bu Frida, Tehuana kıyafeti giymiş - ve Diego'yu elindeki küçük portreyle hatırlasa bile, kalbi bütün. | TED | ترتدي فريدا هذه ملابس أنيقة وعلى الرغم من أنها تتذكر دييغو بصورة صغيرة في يدها، يبقى قلبها سليماً. |
Ama emin olmak için iki misli... başarısız olmadığından, onun kalbi ile dön... bunun içinde. | Open Subtitles | لكن لمضاعفة التأكيد أنك لن تفشل أحضر قلبها |
kalbi, yarattığın heyecana dayanamadı. | Open Subtitles | إن قلبها لم يستطع مُقاومة الإجهاد الذى قد وضعته عليها |
antibiyotiklerin etkisini göstermesi için 8 saat verin, sonra ısıtın ve kalbini şoklayın. | Open Subtitles | انتظروا ثماني ساعات كي يأخذ المضاد الحيوي مفعوله ثم أعيدوا تدفئتها وشغّلوا قلبها |
Onun kalbini kırdığının farkındasın, değil mi? Onun acısı dinmez. | Open Subtitles | ذلك فظيع ، أنت تعرف أنك كسرت قلبها ، صحيح؟ |
kalbini kendisine bir parça ilgi gösteren herhangi bir adama hemencecik veriyor. | Open Subtitles | الطريقة التي تسلِّم بها قلبها لأيّ رجل يظهر لها ذرّة من عاطفة |
Şüphesiz ki Mina, kalbini sana açma konusunda çok ürkek. | Open Subtitles | مينا بلا شك خائفة من كشف النقاب عن قلبها تجاهكِ |
Kardeşini öldürmek için kendi Kalp ilacını kullandı adil payını alabilmen için. | Open Subtitles | لقد استخدمت دواء قلبها لقتل أخيكَ حتى تحظى بنصيب عادل من التركة |
Kalp atış hızında bir düzensizlik varmış o yüzden test yaptırıyor. | Open Subtitles | ثمة شيء غير منتظم في معدل ضربات قلبها لذا ستقوم بفحوصات |
ancak bir sarti varmis- kalbinin yerinde, bir buz parcasi olacakmis. | Open Subtitles | و لكن تحت شرط واحد. في مكان قلبها, سيكون لديها جليد. |
Yayılmacı bir kötülük, kalbine kök salmış Ve şimdiden ruhunu mahvetmeye başladı. | Open Subtitles | شر سرطاني تغلغل في قلبها. وفي هذه اللحظة، هذا الشر يدمر روحها. |
Mental sağlık problemleri olan genç bir adam sevdiği kız tarafından reddediliyor, ve kız kalbinde bir kurşunla bulunuyor. | Open Subtitles | رجل صغير يُعانى من مشاكل عقلية يتم رفضه من الفتاة التى يُحبها وإنتهى الأمر بها ميتة برصاصة فى قلبها |
kalbinden geriye ne kaldıysa, şanslı bir pisliğe kaybetmekten korkuyorum. | Open Subtitles | على الدوام أخاف من أن أفقد ما تبقى لي داخل قلبها لوغد آخر محظوظ |
kalbindeki habis tümörleri aldırmak için son sekiz yılda üç kez buraya gelmiş. | Open Subtitles | اتت الى هنا 3 مرات خلال 8 سنوات لازالة ورم خبيث من قلبها |
Belki de sadece hamilelik hormonlarıydı ve kalbiyle alakalı değildi. | Open Subtitles | او ربما كانت مجرد هرمونات الحمل وليس قلبها على الاطلاق |
Benden son derece nefret ettiğini. Çünkü erkekler onu değil beni seviyordu. | Open Subtitles | تكرهنى من صميم قلبها, لأن الرجال كانوا يعجبون بى بسهولة, وليس بها, |
Adam gerçeği hiç öğrenmese ve kız bu kötü şeyi yüreğinde saklasa, kötü olmaz, değil mi? | Open Subtitles | لم يعرف أبداً واحتفظت بالفتاة بهذا التصرف السيء في قلبها. هل يكون هذا صواباً؟ |
Altın kalpli, çirkin bir kızla evli. | Open Subtitles | لقد تزوج من فتاة قبيحة ولكن قلبها من ذهب, |
Müzik ve matematik, Kalbin ve aklın ihtiyaçlarından doğmuştu. | Open Subtitles | حبها للموسيقى والرياضيات أشبع أحتياجات قلبها وعقلها. |
Ve o okula gitti ve kendisini yeniden keşfetti kendi kimliğini ve kendi yüreğini buldu. | TED | وذهبت إلى المدرسة , ووجدت صوتها وهويتها , و قلبها |
Belki de benim kadar derin yüreği olan bir kadın tanımadım ta ki geçen güne kadar. | Open Subtitles | ربما لم اقابل امرأه قلبها مثل قلبى حتى الان |