"قليلاً ما عرف" - Translation from Arabic to Turkish

• Tasavvur edemediği şey
• Haberi

Tasavvur edemediği şey, basit olduğunu düşündüğü, önemsiz gibi görünen bu hareketinin, yakın gelecekte ölümüyle sonuçlanacağıydı.
قليلاً ما عرف وقتها أن هذا الفعل البسيط الحميد سيؤدي إلى موته الوشيك

"Tasavvur edemediği şey, basit olduğunu düşündüğü, önemsiz gibi görünen bu hareketinin, yakın gelecekte ölümüyle sonuçlanacağıydı."
قليلاً ما عرف وقتها أن" هذا الفعل البسيط الحميد "سيؤدي إلى موته الوشيك

"Tasavvur edemediği şey", onun öngöremediği dolayısıyla senin de öngörüde bulunamadığın bir şeydir.
..قليلاً ما عرف" تعني أن هناك ما لا يعرف" و هذا يعني أن هناك ما لا تعرف أكنت تعلم ذلك؟

Henüz Haberi yoktu ama, bu masumca görünen olay çok yakında onun ölümüne neden olacaktı.
قليلاً ما عرف وقتها أن هذا الفعل البسيط الحميد سيؤدي إلى موته الوشيك

Bir çoğunu hatırlamıyorum, hatırladığım sadece şu bu küçük olayın onu kısa zamanda ölüme götüreceğinden Haberi dahi yoktu.
أنا لا أتذكر ما قالته كله :أذكر فقط قليلاً ما عرف وقتها أن" هذا الفعل البسيط الحميد "سيؤدي إلى موته الوشيك

Haberi dahi yoktu, bir şey bilmediğini gösterir...
..قليلاً ما عرف" تعني أن هناك ما لا يعرف"

Ben "Tasavvur edemediği şey" ile ilgili sayfalarca şey yazdım.
كتبت صفحات عن "قليلاً ما عرف" هذه

Bir sınıfa "Tasavvur edemediği şey" üzerine ders verdim.
كنت أدرس بصف بناءً "على "قليلاً ما عرف

"Tasavvur edemediği şey" hakkında koca bir seminer verdim.
"لقد أعطيت ندوة مرة عن "قليلاً ما عرف

- "Tasavvur edemediği şey" mi? - Evet. Şu her şeyi bilen 3.
قليلاً ما عرف"؟" - نعم، إنه ضمير غائب -

- Tasavvur edemediği şey, basit olduğunu düşündüğü...
ماذا؟ - ...قليلاً ما عرف أن" -

- "Tasavvur edemediği şey" mi dedin sen?
هل تقول "قليلاً ما عرف"؟

Ve sonra, "Tasavvur edemediği şey" dediniz.
"ثم قلت "قليلاً ما عرف

- Haberi dahi yoktu mu dedin?
هل تقول "قليلاً ما عرف"؟ - نعم -

"Haberi dahi yok" adında dersim vardı.
كنت أدرس بصف بناءً "على "قليلاً ما عرف

Ve hatta "Haberi dahi yok" adında bir seminer dahi verdim.
"لقد أعطيت ندوة مرة عن "قليلاً ما عرف