"قليلة فقط" - Translation from Arabic to Turkish

• sadece birkaç
• henüz birkaç
• yalnızca birkaç
• Bir kaç
• sadece bir

Bu gördükleriniz, yeni ürünler yapmak için petrolden üretilen plastikten vazgeçip bizim ürettiğimiz plastiği kullanmaya başlayan firmalardan sadece birkaç örnektir.
وهذه أمثلة قليلة فقط عن الشركات التي تشتري البلاستيك الخاص بنا عوضاً عن البلاستيك الأولي لصنع منتجاتهم الجديدة

Ve keşiflerinden sadece birkaç yıl sonra, alüminyum gümüş kadar pahalı bir metalden bir genel yapı malzemesine dönüştü.
و بعد سنوات قليلة فقط من اكتشافهما، تغير الألمونيوم من معدن ثمين تكلفته تساوي تكلفة الفضة إلى مادة بنائية خام شائعة.

Bu dünyada sadece birkaç gün kalmışken, onu getiren melek tarafından geri alınmıştı
أيام قليلة فقط في هذا العالم ثم اُستعيدت من نفس الملائكة الذين أحضـروها إلى هنا

Elektromanyetizma, henüz birkaç onyıl önce kendi içinde birleştirilmiş bir kuvvetti.
الاّن الكهرومغناطيسية هى القوة التى قامت بتوحيد نفسها منذ عقود قليلة فقط قبل ذلك

Unutma. Sinirsel çöküşün henüz birkaç ay önceydi.
لقد كان الإنهيار العصبي منذ أشهر قليلة فقط

Çocuklar yeni araçları yalnızca birkaç örnekten öğreniyor.
الأطفال يتعلمون عن أدوات جديدة من أمثلة قليلة فقط.

Nedensel ilişkilerini yalnızca birkaç örnekten öğreniyor.
يتعلمون عن علاقات سببية جديدة من أمثلة قليلة فقط.

Sadece Bir kaç dakika sonra, evlerine vardık, ve saat tam olarak 8:00'di.
ثمّ لدقائق قليلة فقط لاحقاً، وَصلنَا إلى بيتِهم، وهو كَانَ بالضبط 8: 00.

Dördüncü hafta bittiğinde sadece birkaç gün çalışmıştı.
قد بدأ الأسبوع الرابع من الإنتاج و لكن مارلين قد عملت لأيام قليلة فقط

sadece birkaç hafta için. En fazla bir veya iki ay.
سوف تكون أسابيع قليلة فقط شهر أو شهرين على الأكثر

Tamam ama sadece birkaç günlüğüne gidiyorsun, değil mi?
حسنا ، لكنك ستذهب لأيام قليلة فقط ، أليس كذلك ؟

sadece birkaç hafta önce bir müze etkinliğinde tanıştık.
أعني، لقد التقينا قبل أسابيع قليلة فقط في معرض بالمتحف

Tatlım, incindiğini biliyorum, ama Matt ve sen sadece birkaç haftadır birlikteydiniz.
اعرف بأنك مجروحة يا عزيزتي لكنكما ارتبطتما أسابيع قليلة فقط عليك المضي قدماً

Doktorun sana, yalnızca birkaç günün kaldığını söylediğini unuttun mu?
هل تتذكر ان الطبيب قال لك ان لديك ايام قليلة فقط?

Durum çok ciddi çünkü yalnızca birkaç saati kaldı!
لأي شخص يساعدنا في إيجاد متبرع وعلي أن أخبركم بأنه بقي أمامنا ساعات قليلة فقط

Bu Airbnb sadece Bir kaç yıl içinde bir metrekare bile emlak sahibi olmamasına rağmen otelcilik endüstrisini temelinden sarstı
هذا إير بي إن بي، الذي في سنوات قليلة فقط قد عطل صناعة الفنادق دون أن يكون مالكًا لقدم مربع واحد من الأرض.