"قمامه" - Translation from Arabic to Turkish

• çöp
• Bu saçmalıklar

Bakın, benim gördüğüm torbanın içinde çöp değil ceset vardı.
لم يكن في الحقيبه قمامه لقد رأيت جسم و رأس

Baedal'ın en iyi olmadığını onun sadece bir çöp olduğunu ispatlamalıyız.
يجب أن نثبت أن بيدال ليس هو الأفضل وبأنّه قمامه فقط

Kuzeydoğu köşesinde bir çöp tenekesi var.
هناك سلة قمامه في الركن الشرقي

Çöplük gibi. Sana çöp satıyorum demiştim.
لماذا يوجد به قمامه - انا اخبرتك، اني اشتري القمامه -

Bu saçmalıklar çok revaçta!
! قمامه قويه

Beyaz çöp kutuları... Bilgisayar yok
صناديق قمامه بيضاء000 وليس كمبيوتر

...ama çöp poşetine koymak bunlardan biri değildir.
لا شيئ منها يتضمن وضعه فى صندوق قمامه

En fazla 300. Çoğu çer çöp zaten.
ثلاثمائه للقطعه الواحده و اغلبها قمامه

çöp kamyonlarında alarm sistemlerine pek rastlamamanıza yol açar.
يعني ذالك - انك لاتجد شاحنات قمامه كثيره بنظام انذار

Mekanımda çöp istemiyorum.
هل فهمتم ، لا أحد يترك قمامه في فنائي

Yakaladım ve beni çöp kutusuna fırlattı.
ثم تشاجرنا و ألقى بى في صندوق قمامه

Yaşasın o zaman. Zaten çöp gibi.
استعجلي لذلك انها قمامه على كل حال

Her bir binada, değiştirme yapılamayan şikayetler olduğunu gördüm çöp, ısıtıcı, havalandırma.
في كل واحد منهم المستأجرين الذين لم شراء في حصه تحويل منتهيه بعض الشكوى-- قمامه , حراره , هواء

- Banyodaki çöp kutusunda buldum.
لقد وجدته في صندوق قمامه الحمام.

Beni bekleyen bir çöp kamyonum var.
هناك شاحنه قمامه عليها إسمي بإنتظاري

Belki de bu çöp gerçekten çöp değildir!
ربما هذه القمامه ليست حقآ قمامه

çöp değil bu. Joint decor.
أنها ليست قمامه , أنه ديكور مشترك

Eskiden bunları kullanırdım ve "Büyük çöp kutuları" sanırdım.
لقد اعتدت القياده بجوار هؤلاء و أفكر "صناديق قمامه كبيره"

İki hafta sonra Midtown'da bir çöp konteynerinde bulundu.
بعد أسبوعان، أنتهى بها الأمر في صندوق قمامه في منتصف المدينة "بالقرب من "جريزلي ستف

- Ne, çöp kutusuna atıp her şeyi unutacak mıyız?
ماذا , نرميه في مرمى قمامه وننسى طلبه ؟