Pekala, şahitlerin huzurunda elini öpüp öpmeyeceğine bahse girdik, otuz şişe şampanyasına. | Open Subtitles | موافق ثلاثون من قناني الشامبانيا مقابل قبلة على اليد تحدث أمام شهود |
Sağol damat. O vakit yarımşardan 5 şişe içersiniz gari. | Open Subtitles | إذًا، أظن أن هذا يعني أنك ستشرب نصف خمس قناني |
Yaşamak için cam şişe topluyordu. | TED | لقد كان يجمع قناني زجاجية من أجل لقمة العيش |
Ketçap şişeleri postaladığı bombalar ile aynı ağırlıktaydı. | Open Subtitles | قناني الصلصة معلقة كتعليق القنابل في آلة تسليم البريد |
Kendini kötü hissettiğinde viski şişelerini fırlatabileceği birine. | Open Subtitles | شخص ما بإمكانه رمي قناني الوسكي عندما يكون محبطاً |
Aynı karaltı izleri şarap şişelerinde ve yatak odalarında da bulunmuştu. | Open Subtitles | اللطخات نفسها وُجِدتْ على قناني نبيذِ وفي غرفِ النوم. |
Polly, sen de çabucak 5-6 şişe bira al. | Open Subtitles | بولي لتحصلين لنا على خمسة أو ستة من قناني البيرة |
Hayır çantasında 20 şişe Vicodin bulmuşlar. | Open Subtitles | لا، وجدوا 20 من قناني الفايكودن في حقيبة ظهره. |
bir gün ben ve Hank 4 şişe bira ve biraz sosisli yürüttükten sonra birbirimize söz verdik. | Open Subtitles | في احدى المرات شربت مع هانك اربع قناني تشيري ماد دوغ |
İyi bir izlenim bırakmak için yanımda dört şişe enfes şampanya götürdüm. | Open Subtitles | وأردت أن أترك إنطباع جيد لذا إشتريت أربعة قناني من أغلى أنواع الشمبانيا |
Birkaç şişe sipariş edip, sonra da hesabı ödemeyip, neler olacağını görecektim. | Open Subtitles | إعتقدتُ i أَطْلبُ a قناني زوجِ ولا يَدْفعَ ثمنه ويَرى ما يَحْدثُ. |
Ayrıca sadece altı tane tahıl kutusu ve üç şişe suyumuz var. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننا لانملك سوى ثلاث قناني من الماء |
Biraz önce 6 şişe soğuk algınlığı şurubu içti ki bu onun için bile fazla. | Open Subtitles | لمَ ؟ لقد شرب 6 قناني من دواء السعال هذا كثير ، حتى بالنسبة له |
Dün geceki ortalama hesap dört şişe likör için 21.000 dolarmış. | Open Subtitles | متوسط إكرامية الحانة البارحة كان 21 ألف دولار لأربع قناني من الخمر. |
Buraya cam şişe getiremezsin. Eğer kırılırsa tüm havuz suyunu boşaltmak gerekir. | Open Subtitles | وأنت لا يمكنك جلب قناني زجاجية هنا سوف تنكسر، عليك ترشيح المسبح بأكمله |
Peki neden evinin önüne boş şarap şişeleri dizdiniz? | Open Subtitles | إذا لماذا وضعت قناني النبيذ الفارغ على مدخلها؟ |
1.000 dolarlık şişeleri su içer gibi bitiriyorlar. | Open Subtitles | يستهلكون قناني قيمتها ألف دولار وكأنها ماء |
Geçen gün duvar kağıdının duvardan sıyrıldığını gördüğümde... bana Brian Babbage'ın elbise odasında ki ketçap şişelerini hatırlattı. | Open Subtitles | عندما رأيت مؤخرا ورق الجدران ينقشع عن الحائط تذكرت قناني الصلصة في خزانة براين باباج |
Hayalim kiralık arabaları park etmek ve su şişelerini dağıtmak. | Open Subtitles | حلمي أن أوقف السيارات المستأجرة و أوزع قناني الماء |
Pekâlâ millet, olay şu ki 1947'den sonra üretilen tüm şarap şişelerinde az da olsa radyoaktiflik vardır. | Open Subtitles | حسناً، يا جماعة، الأمر وما فيه أن جميع قناني النبيذ بعد 1947 تحوي كميات ضئية من مواد مشعّة نشطة |
Ben onu etiketli şişelerle getireceğim, barmenlerin de onu kuyudan boşaltır gibi dökecekler. | Open Subtitles | سأسلمه لك في قناني علامات تجارية لكي يتمكن عمالك من سكب ما يبدوا كنوع عادي من الكحول |
...şarap şişelerine koydun ve onu kütüphaneye astın? | Open Subtitles | تضعه في قناني النبيذ وتُعلّقها في المكتبة؟ |
Makine dokuz ampül kaldığını söylüyor. "Onayla"ya basıyoruz. | Open Subtitles | الحاسب تقول ان هناك تسع قناني متبقية نضغط تأكيد |