Evet, kendi kahvelerini satmak istiyorlar. | Open Subtitles | نعم, كما تعلم, يروق لهم بيع قهوتهم الخاصة |
Bugünlerde herkes kahvelerini karton bardaklardan veya şu plastik yolculuk kupalarından içiyor. | Open Subtitles | الجميع يشرب قهوتهم في أكواب كرتونيّة في هذه الأيّام أو أكواب لها يدٌ |
Benden sonra sipariş veren ama kahvelerini alan insanları izleyeyim. | Open Subtitles | وأنا أراقب الناس تطلب قبلي ويحصلون على قهوتهم قبلي |
Birisinin kahvesi çok köpüklü olmuş galiba? | Open Subtitles | شخص ما حصل على رغوة كثيرة جدًّا في قهوتهم باللّبن ؟ |
Dunkin' Donuts'ın kendi kahvesi var. | Open Subtitles | دنكين دوناتس لديهم قهوتهم الخاصة |
Sonuçları saat 9:00'da alacağımızı söylemişlerdi. Doktorlar ofislerine gelirler, kahvelerini koyarlar, biriken mesajlarını | Open Subtitles | الأطباء يتوجهون لمكاتبهم ويحصلون على قهوتهم ويستمعون لرسائلهم |
Çok çalışkan yaratıklardır. kahvelerini içmedikleri zaman çok huysuz olurlar ama. | Open Subtitles | يعملون بجد, يغضبون عندما لا يحصلون على قهوتهم. |
kahvelerini sipariş eder fakat içmezler. | Open Subtitles | و يطلبون قهوتهم لكنّهم لا يشربونها |
Dışarıdaki gerçek insanlar. kahvelerini bakkaldan alan, alırken de şeker çalan insanlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الحقيقيون بالخارج، الذين يشترون قهوتهم من المتاجر الرديئة، ويستولون على أكياس سكّر تكفيهم لأسابيع! |
kahvelerini içiyorlar. | Open Subtitles | يحتسون قهوتهم |
Yani, beyin-uçurucu deseler bile, yine de Planet kahvesi kadar sert değil. | Open Subtitles | حتى وهم يطلقون على قهوتهم "مذهبة العقل" فهي ليست قوية كقهوة (ذا بلانيت) |
Kafeinlerini seviyorlar. Planet kahvesi mi? | Open Subtitles | أجل ويحبون قهوتهم قهوة " بلانت " ؟ |