İkinizin pek ortak noktası olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | أرى أنه لا يوجد قواسم مشتركة بينكما نهائياً |
Karşılıklı oturup konuştuğumuzda ne kadar çok ortak noktamız olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | إذا جلسنا وتحدّثنا، أعتقد أنكِ ستدركين كم لدينا من قواسم مشتركة |
Pek çok ortak yanımız varmış. | TED | اتضح أنه كانت بيننا قواسم مشتركة كثيرة. |
Pek fazla ortak yönümüz olduğundan da emin değilim. | Open Subtitles | لست واثقة تماماً من أن بيننا قواسم مشتركة كافية |
O zaman onunla ortak bir yönümüz var demektir. | Open Subtitles | لأنه لو كان كذلك إذن فبيننا قواسم مشتركة. |
Hayır, bence hapse giren ve ölen insanlarla birçok ortak yanın var. | Open Subtitles | لا، أظنه يعني أن هناك قواسم مشتركة كثيرة الآن بينك وبين ناس سجنوا أو ماتوا |
ÜÇ ortak yönleri var.. Çok zekiler, Çok güzeller... | Open Subtitles | لديهن3 قواسم مشتركة انهن ذكيات، جميلات |
Yahudilerle bu kadar çok ortak noktanız olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم تكن لديّ فكرة بأنّ لديكم قواسم مشتركة كثيرة مع اليهود |
Tanrım, bu çekik gözlülerle aramda kokuşmuş ailemden daha çok ortak nokta var. | Open Subtitles | ربّاه، بيني وبين هؤلاء الكوريّين قواسم مشتركة أكثر من عائلتي الفاسدة المدلّلة |
Bambaşka geçmişlerden gelen ve hiçbir ortak noktası bulunmayan insanların bu hâle gelmiş olması beni hayrete düşürüyor. | Open Subtitles | يذهلني جدًّا كم أن قومًا ذوو خلفيات مختلفة تمامًا ولا قواسم مشتركة تجمعهم، فيصيرون أسرة. |
- Bu çocukların ortak noktası var mı? | Open Subtitles | أهناك قواسم مشتركة بين الأطفال؟ |
İki takımın hiçbir ortak noktası yok.. | Open Subtitles | فريقان بدون قواسم مشتركة |
Gerçekten bunun hiç gereği yok. Birçok ortak noktamız var. | Open Subtitles | حقًّا لا داعٍ لذلك، أنت وإياي بيننا قواسم مشتركة كثيرة. |
Görünüşe göre, çok ortak noktamız varmış. | Open Subtitles | حميمتان جداً اتضح أن لدينا قواسم مشتركة كثيرة |
Acaba başka ne ortak noktamız var. | Open Subtitles | أتساءل ماذا يجمعنا أيضاً من قواسم مشتركة |
Ama böyle zamanlarda tartıştığımızda, hatırlıyorum ki onunla daha fazla ortak yanımız var. | Open Subtitles | لكن أوقات كهذه عندما نتجادل، فذلك يذكّرني... بأنّ لديّ قواسم مشتركة أكثر معها |
'Belki de ben ve Bayan Dewhurst'ün sandığımdan daha fazla ortak yanımız vardır.' | Open Subtitles | "ربما انا والسيدة يبث بنا قواسم مشتركة أكثر مما ظنت " |
Belki de çok fazla ortak yönümüz olduğu içindi. | Open Subtitles | سوف أشي بكم لعلّ هذا بسبب أن بيننا قواسم مشتركة كثيرة أعرف ما فعلته. |
Okulda konuşacak bir sürü konu var ama telefondayken sanki ortak yönümüz yok gibi. | Open Subtitles | عندما تكون في المدرسة، تكون لدينا الكثير لنتحدث عنه لكن عندما نكون بمفردنا او نتكلم على الهاتف فلا نجد اية قواسم مشتركة |
Sonra hala ortak bir şeylerimiz olduğu numarasını bırakabiliriz. | Open Subtitles | وعندئذ نكف عن التظاهر بأن بيننا قواسم مشتركة |
Hayır, bence hapse giren ve ölen insanlarla birçok ortak yanın var. | Open Subtitles | لا، أظنه يعني أن هناك قواسم مشتركة كثيرة الآن بينك وبين ناس سجنوا أو ماتوا |
O gün Sam'le James ne kadar ortak yönleri olduğunu keşfetti. | Open Subtitles | أثناء عصيرة ذلك اليوم ، (سام) و(جيمز) اكتشفوا قواسم مشتركة بينهم |
Favori karakterinle düşündüğünden çok daha fazla ortak noktanız var. | Open Subtitles | لديك قواسم مشتركة أكثر مما تعتقد مع شخصيتك المفضل |
"Ama son zamanlarda görünen o ki, aramızda birçok ortak nokta var." | Open Subtitles | "ولكن مؤخراً، يبدو أنّ بيننا قواسم مشتركة كثيرة..." |