| Fakat hazır olduğunda, ona söylemek istediklerin hakkında konuşacağız. | Open Subtitles | لكن عندما تكونين مستعدة, سنتناقش بشأن ما تريدين قوله له |
| Hala ona söylemek istediğim çok şey var. | Open Subtitles | ما زال هناك الكثير أرغب في قوله له |
| ona söylemek istediğin şeyi düşün. | Open Subtitles | فكري بماتريدين قوله له. |
| Senin ona söyleyecek bir şeyin olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرته أن هناك شيء تود قوله له |
| Zaten ona söyleyecek bir çift sözüm var. | Open Subtitles | -لديّ شيئًا علي قوله له عمومًا . |
| ona söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء أود قوله له |