Aşka olan inancın reddedilme korkunu alt edecek kadar güçlü değilmiş. | Open Subtitles | لمْ يكن إيمانك بالحبّ قويّاً كفاية للتغلّب على الخوف مِن الرفض |
Karanlıkla başa çıkabilecek kadar güçlü olmadığını sen kendin söyledin. | Open Subtitles | أخبرتني بنفسك أنّك لستَ قويّاً كفاية لمقاومة الظلام |
Karanlık, ışığı söndüremez. O kadar güçlü değil. | Open Subtitles | لا يستطيع الظلام أنْ يبهت النور فهو ليس قويّاً كفاية |
Beceremiyorum dostum. yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا يمكنني تحملها يا رجل لستُ قويّاً كفاية. |
Kalp yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | لمْ يكن القلب قويّاً كفاية |
Fakat Kötü Kraliçeyi hapsetmeye yetecek gücü olan sihirli bir parça var. | Open Subtitles | لكنْ ثمّة قليل مِن السحر قد يكون قويّاً كفاية لحبس الملكة الشرّيرة |
Kesinlikle. Ve Peri Tozunun bizi uyandırmaya yetecek gücü olabilir. | Open Subtitles | بالضبط، وغبار (بيكسي) قد يكون قويّاً كفاية لإيقاظنا |
Canım Daisy'm benden alındığında onu koruyabilecek kadar güçlü değildim, ben de deney yapmaya başladım. | Open Subtitles | كما ترى، لما تمّ إختطاف (دايزي) إبنتي، لم أكن قويّاً كفاية لحمايتها، لذلك بدأت في التّجارب. |
- O kadar güçlü değilsin. | Open Subtitles | لست قويّاً كفاية ليس بعد... |
Ingrid'in güçlerini kontrol edebilecek kadar güçlü olabilecek bir büyücü hakkında bazı şeyler duydum. | Open Subtitles | سمعت همسات عن رجل مشعوذ... قد يكون قويّاً كفاية للتحكّم بقدرات (إنغريد) |
- Kalp kırıklığın yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | -لمْ يكن جرح قلبك قويّاً كفاية -ماذا؟ |
yeterince güçlü olduğumu düşünmüyorsun. | Open Subtitles | لا تراني قويّاً كفاية |
Julian'ın yeterince güçlü olmadığı insan bile. | Open Subtitles | حتى البشري (جوليان) لم يكن قويّاً كفاية |