Jackie. Sadece bir öpücük, değil mi? | Open Subtitles | إنها قُبله واحدة فقط أليس كذلك ؟ |
Cambridge'e giden trene bindiği zaman, küçük kasabasına son bir kez baktı, ona bir öpücük attı ve dedi: | Open Subtitles | بينما أخذت القطار إلى " كامبريدج"ْ ألقت نظره أخيره على مدينتها الصغيره وأعطتها قُبله وتفكر |
Küçük bir öpücük. | Open Subtitles | قُبله واحده صغيرة. |
Bir öpücükten kimseye zarar gelmez. | Open Subtitles | قُبله بسيطه لن تصيب أحد بأى ضرر. |
Bir öpücükten çok daha fazlasıydı. | Open Subtitles | كانت أكثر من مجرد قُبله |
- Evet. Öp bakalım. | Open Subtitles | -نعم، إعطها قُبله |
Buna öpücük mü diyorsun? | Open Subtitles | هل تُسمى هذه قُبله ؟ |
Öylesine mi yoksa harbi bir öpücük mü? | Open Subtitles | هل هي قُبله ناعمه أم عميقه ؟ |
öpücük göndermeler falan, çakal. | Open Subtitles | أتُرسل لها قُبله ؟ |
öpücük. | Open Subtitles | قُبله |
Babaya bir öpücük. | Open Subtitles | أعط بابا قُبله |
Bir öpücük ver. Bir öpücük ver. | Open Subtitles | أعطني قُبله |
Bir öpücükten bir şey olmaz Dee. | Open Subtitles | لا خطأ اطلاقاً فى قُبله بسيطة (دي) |
- Öp işte. | Open Subtitles | -أعطِه قُبله فقط |