Yermuk Dünya'da yaşanacak en kötü yer olarak tarif ediliyor. | TED | تُعرف اليرموك كأسوأ منطقة للعيش بها على وجه الأرض. |
Bence günün birinde bunu hayatının en karanlık anı diye hatırlayacaksın. | Open Subtitles | أعتقد أنت قَدْ تَنْظرُ للوراء على هذا اليومِ كأسوأ أوقاتكَ، |
Ada sanki hayal edebileceğiniz en kötü terapi toplantısı gibi. DL: Çünkü geçmişinizde yaptığınız şeyleri tekrar yapmaya sizi sık sık zorluyor. | Open Subtitles | تعتبر الجزيرة كأسوأ تجمع قد تكون فيه لأنها ترغمك على عيش ماضيك لمرات عدة |
Sabotajcı yok, vandal yok, kötü adam yok. en kötüsü çok berbat kedi sorunu var. | Open Subtitles | لا يوجد مخرّب أو شرير، لديه مشكلة فظيعة مع القطط كأسوأ تقدير |
Yani o kadar felaket bir andı ki en kötü kabuslarımdan biri gibiydi. | Open Subtitles | حسناً، أقصد أنها كانت كارثية، أتعلمين، كان كأسوأ كوابيسي، |
en kötü adam göründüğü gibi, Lucifer ve Beelzebub'ın kutsamaları çağrılır. | Open Subtitles | كأسوأ رجل ظهر بها، نعم الشياطين قد تم سلبها منه |
Aşağı Dünyalıları müttefikin, beni de en büyük düşmanın gibi görmek üzere eğitildin. | Open Subtitles | تدربت على رؤية سكان العالم السفلي كحلفائك وعلى رؤيتي كأسوأ أعدائك. |
Dünyanın en kötü annesi gibi görünmekten bıktım. | Open Subtitles | تعبت من صورتي كأسوأ أمّ بالعالم. |
Tanrım, bu benim en kötü kabusum. | Open Subtitles | يا إلاهى ، إن هذا يبدو كأسوأ كابوس |
Bu şimdiye kadarki en berbat kombinasyon. | Open Subtitles | ذلك يبدو كأسوأ مجموعة على الإطلاق |
Kesin ya en uçta ya da sahneyi en görmeyen koltuklardır. | Open Subtitles | ستكون كرعاف الانف أو كأسوأ مقاعد |
Bu, dünyanın en kötü dinine benziyor. | Open Subtitles | حسناً، هذا يبدو كأسوأ دين على الإطلاق |
İşte "Penzance Korsanları"ndaki rolü böyle aldım ve tarihin gördüğü en kötü korsan performansını sergiledim. | Open Subtitles | و هكذا كيف كنت في قراصنة . بينزاس ) كأسوأ قرصان رابع في التاريخ) |
Bu en kötüsünden çocuk tacizi. | Open Subtitles | إنها كأسوأ معاملة لطفل |
Gelmiş geçmiş en kötü iş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو كأسوأ عمل على الإطلاق |
en kötü senaryoyla, eğer üssü kaybedersek yeni bir yerimiz var mı? | Open Subtitles | {\pos(192,230)} وإن فقدنا القاعدة كأسوأ إحتمال، هل نملك شيئاً جديداً؟ |
Hisettiğim en kötü baş ağrısı. | Open Subtitles | كأسوأ صداع في حياتي |
Sanki hayatındaki en kötü acıymış gibi olacak. | Open Subtitles | كأسوأ ألم في حياتك |
Oklahoma'da da durum keza böyleydi; belediye başkanı bana üzgün bir şekilde yanıma geldi, çünkü Prevention dergisinde, yayalar için tüm ülkedeki en kötü şehir seçilmişlerdi. | TED | هكذا كانت مدينة (أوكلاهوما)، حينما أتاني العمدة غاضبًا للغاية، حينما وضعوا اسم المدينة بمجلة (Prevention) كأسوأ مدينة للمشاة في الولايات المتحدة. |
Olabilecek en kötüsü. | Open Subtitles | كأسوأ ماسيكون - |