Oraya ait değilmiş gibi hareket ederdi. | Open Subtitles | لقد تصرّف و كأنه لا ينتمي لذلك المكان |
Oraya ait değilmiş gibi görünen bir şey. | Open Subtitles | شيء يبدو و كأنه لا ينتمي إلى هناك |
İyi de hiç önemli bir şey değilmiş gibi söylüyorsun, Beth. | Open Subtitles | انت تقولين ذلك و كأنه لا شيء يا بيث |
Jenny! Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız, anlıyor musun? | Open Subtitles | جيني، نحن لا نستطيع التصرّف كأنه لا يوجد شيء خاطئ، حسنا؟ |
Jenny! Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız, anlıyor musun? | Open Subtitles | جيني، نحن لا نستطيع التصرّف كأنه لا يوجد شيء خاطئ، حسنا؟ |
Sanki odundanmis gibi, aslinda odun gibi hissettiriyordu çünkü o öylece orada duruyor, zihin kendi isine bakiyor sanki onunla hiçbir alâkan yok gibi. | Open Subtitles | و كأنها خشبية تعطي شعوراً تخشبياً في الحقيقة لأن الأمر عبارة عن الجلوس هناك و تركه يتولى أمره و كأنه لا علاقة لك بالأمر |
Tekrar bir araya gelmemiz umurunda değilmiş gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | كأنه لا يعنيك أن نكون معا |
Öylece buraya gelip hiçbir şey olmamış gibi davranamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أن تعود إلى هنا و تتصرف كأنه لا شيء حدث |
Burada hiçbir şey olmamış gibi oturmak için ya çok geri zekalı ya da çok cesur olmalısın. | Open Subtitles | إما أنك غبي حقاً أو في غاية الشجاعة لتجلس هنا و كأنه لا يحدث أي شيء |
Ama, bana hiçbir şey olmamış gibi görünüyor.. | Open Subtitles | بدا كأنه لا شئ بالنسبه لي |
Bir terslik yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | كأنه لا يوجد بها أي شيء عاطل |
Bir şey yok gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو و كأنه لا شيء |