Siyahlar "çocuk" diye hitap edilmekten hoşlanmaz. hakaret olarak görürler. | Open Subtitles | الرجال السود لا يعجبهم ان يدعوهم احد بفتى يأخذونها كإهانة |
Bunu hakaret olarak söylemiştir fakat benim için bu bir iltifattır. | Open Subtitles | لقد قصد ذلك كإهانة و لكني أعتبرها مجاملة. |
Tanrı şahidim olsun ki, bunu bir hakaret olarak alamam. | Open Subtitles | ساعدني يا ربّ، لا يُمكنني اعتبار ذلك كإهانة. |
Bunu bir hakaret olarak görmeyin lütfen ama biraz uzanıp dinlenmek istiyorum. | Open Subtitles | أرجو أن لا تتقبل ما سأقوله كإهانة لكني أود حقاً أن أستلقي لبعض الوقت الآن |
Travis bu yolculuktaki bazı hareketlerimi hakaret gibi anlamış olabilirsin. | Open Subtitles | ترافس البعض مِنْ سلوكِي على هذه السفرة قَد يسيئُ فهم كإهانة |
Bence bunu hakaret olarak algılar sanki ondan kurtulmaya çalışıyormuşum gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيأخذها كإهانة كما لو أني أتخلص منه |
Bence bunu hakaret olarak algılar sanki ondan kurtulmaya çalışıyormuşum gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيأخذها كإهانة كما لو أني أتخلص منه |
- Ben bunu bir hakaret olarak kastetmedim. | Open Subtitles | - أنا لَمْ أَعْنِه كإهانة. - السيد المسيح. |
Son bir hakaret olarak da bu acılı kadını karşınıza çıkardım sizi kendime hayran bıraktırmak için. | Open Subtitles | و ... و كإهانة اخرى عرضت إمرآة حزينة امامكم |
Ama bunu hakaret olarak algılamayın. | Open Subtitles | لكن لا تستقبلها كإهانة |
Tavsiye almayı hep hakaret olarak gördün. | Open Subtitles | ودائماَ تعتبرها كإهانة |
Ve bunu bir hakaret olarak algılama. | Open Subtitles | ولا أقصد ذلك كإهانة |
Bunu kişisel bir hakaret olarak algıladım. | Open Subtitles | و وجدت ذلك... أعتبرتها كإهانة شخصية. |
Yani, en zararsız yorumu bile şahsına yapılmış bir hakaret gibi görüyorsun. | Open Subtitles | ،أعني، أنك ستأخذ التعليق الأكثر مسالمة و ستتفهم الأمر كإهانة شخصية |
Son bir hakaret gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبدو لي كإهانة أخيرة |