Ve o küçük çocuğun da bileklerinde aynı zincirler vardı. | Open Subtitles | و ذلك الصبي الصغير كان لديه نفس السلاسل على كاحليه |
Pantolunu ayak bileklerinde olduğu halde... ve şeyinde ruj izi var. | Open Subtitles | و بنطاله حول كاحليه و هناك أحمر شفاه على عضوه |
Sonra beni kovalamaya başladı, ama pantolonu bileklerine kadar indi. | Open Subtitles | وبدأ بملاحقتي , لكن كان بنطاله حول كاحليه |
Ensesinden ayak bileklerine kadar sigara yanıkları vardı. | Open Subtitles | لديه حروق سجائر أسفل الظهر من رأسه الى الجزء الخلفي من كاحليه |
Onu daldırma teknelerinin üzerine ayak bileklerinden asın. | Open Subtitles | علقه من كاحليه أعلى أحد براميله التي تمتلىء بالسوائل واحصل منه |
Tanıştıktan iki hafta sonra birini ayak bileklerinden tutup binanın tepesinden aşağıya sarkıttı, biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلمين ، بعد اسبوعين من مقابلتي اياه لقد علق رجل على مبنى من كاحليه |
- Kim pantolonu bileklerindeyken savaşırdı ki? | Open Subtitles | من يستطيع القتال و السروال حول كاحليه ؟ |
- Kim pantolonu bileklerindeyken savaşırdı ki? | Open Subtitles | من يستطيع القتال و السروال حول كاحليه ؟ |
Ayaklarının yanında durmak ve ayak bileklerini tutmak için her zaman izin isterim. | Open Subtitles | أنا دائما أطلب الإذن لأستطيع الوقوف عند قدميه وأعقد كاحليه |
Onu, pantolonu ayak bileklerinde duvara karşı bön bön bakarken öylece bıraktım. | Open Subtitles | تركته واقفا مقابل الجدار وسرواله نازل حول كاحليه وبدا مذهولاً |
Ayak bileklerinde de var. | Open Subtitles | فقط على كاحليه. |
- Asılı olduğu bileklerinde kızarıklık yok. | Open Subtitles | -حسناً، لم يكن هناك احمرار حول كاحليه |
Tabii ben geldiğimde hepsi gitmişti, sadece adam vardı onun da pantolonu bileklerine kadar düşmüş böyle çünkü o belaltı olanlardan giymiş, var ya hemen kıçın üstünde duran. | Open Subtitles | بالطبع , حين وصولي لقد ذهبوا وبقي هو ،يتناضل هنالك , ببنطلونه حول كاحليه |
bileklerine kırmızı bir mayo dolanmış çıplak bir adam. | Open Subtitles | رجل عاري بزي السباحة حول كاحليه |
Bence boruya girip onu bileklerinden tutmalısın ve ben de senin bileklerinden tutarım. | Open Subtitles | تعرفين، أعتقد أنكِ يجب أن تدخلي الأنبوبة وتمسكِ كاحليه... ومن ثم سوف أمسك بكاحليكِ |
Söylenene göre bu madenlerden birine gelen dağıtıcılardan biri ayak bileklerinden kavranıp maden kuyusunun üzerine asıldı ve kendisine hala mahkeme kararını teslim etmek isteyip istemediği soruldu. | Open Subtitles | يقال أن رجل تسليم جاء إلي واحد من هذه المناجم عُلق من كاحليه علي أحد أعمدة المنجم وسُئل إذا كان لازال يريد تسليم الأمر بالدفع |
Şimdi herkes arkasını dönüp bileklerini tutsun. | Open Subtitles | الآن الجميع يستدير و يمسك كاحليه |