Öyle ki bu güzellik dedektörleri, o an ne düşünüyor olursak olalım, güzelliği her gördüğümüz anda ötüyor. | TED | كاشفات الجمال هذه على ما يبدو، تعمل في كل مرة نرى الجمال، بغض النظرعن أي شيء قد يكون في تفكيرنا. |
I do not dek olacak düzeltme duman dedektörleri gitmek ağızda 'Birini poppin gibi hissediyorum. | Open Subtitles | سأذهب لإصلاح بعض كاشفات الدخان قبل أن أضرب أحدهم. |
Koku alıcıları - yani minik koku detektörleri - burnunuzun içinde toplanmış, her biri fark etmekle görevli olduğu koku veya ligandı, sabırlı bir şekilde bekliyor. | TED | المستقبلات الشمِّية، وهي كاشفات روائح دقيقة، تقبع في أنفك، كل واحد منها ينتظر بصبر حتى يتم تنشيطه من قِبل الرائحة، أو اللَجين، الذي تم تكليفه بكشفه. |
- Ama hala Albay ve Teal'c görünüyorlar. - Onlar ısı sensörleri ile görülebiliyorlar, ancak çoğalıcılar görülemezler. | Open Subtitles | لكنى أستطيع رؤية الكولونيل و تيلك إنهم يتم كشفهم عبر كاشفات الأشعة تحت الحمراء |
Hareket algılayıcı dedektörler kimlik tanıma arayüzleri ve retina tarayıcılar var. | Open Subtitles | بعدها هنالك كاشفات للحركة مضاعف الأعطال اسلاك تعريفية وماسحات شبكة العين |
16 tane intihar yeleğinin tamamen seramik bilyelerle doldurulduğunu bunların metal detektörden ve ülkedeki her kontrol noktasından geçtiğini hayal et. | Open Subtitles | تخيل 16 صديري لإنتحاريين ممتلئه بكرات السيراميك تعبر كاشفات المعادن بنقاط التفتيش في بلدك |
Fakat şu ana kadar, verideki bu kodlanmış bilgiyi almak için küçük foto algılayıcılar gibi özel araçlar kullandık. | TED | لكن حتى الان، نحن نقوم باستخدام اجهزة خاصة -- كاشفات صور صغيرة لاستقبال المعلومات المشفرة من خلال البيانات |
Metal dedektörlerine gelince, senin de, üyesi olduğun okul yönetimi kurulu, onların aleyhine oy verdi. | Open Subtitles | و بالنسبة لموضوع كاشفات المعادن ، فإن مجلس المدرسة و الذى أعتقد أنك عضو فيه صوت ضد هذا القرار |
Tabi, şimdi metal dedektörlerini tetikliyorum. | Open Subtitles | بالطبع أنا أضع كاشفات المعادن الآن |
- Burada kimse yok. Hareket detektörlerini devre dışı bırakıp, kameraları atlatabilirler. | Open Subtitles | يمكنهم تعطيل كاشفات الحركة والمرور من هذه الكاميرات |
Biliyor musun, ben izciyken altın arayabilmek için minik metal dedektörleri yapardık. | Open Subtitles | ,تعرف عندما كنت في كشافة الفتيات كنّا نقوم بصنع كاشفات المعادن المصغرة لنتمكن من البحث عن الذهب |
Bu hipotezini test etmek için, yükseklere radyasyon dedektörleri çıkardı. | Open Subtitles | و ليختبِرَ فرضيتهُ حملَ كاشفات إشعاعية عالياً في السماء. |
Babanın kurduğu Tim dedektörleri ne olacak? | Open Subtitles | وماذا لو كان والدك قد ركب كاشفات لأجلي؟ |
Bir garajda radar detektörleri yapan iki erkek kardeşler. Dubuque vatandaşı. | Open Subtitles | إنهم مجموعة من الأخوان يصنعون كاشفات رادار في مرآبهم. |
Askeri ve toplumsal amaçlı kullanılabilecek yeni nesil radar detektörleri konusunda patent onayı alması an meselesi. | Open Subtitles | التي تنتظر الموافقة الوشيكة على الجيل القادم من كاشفات الرادار، التي لها تطبيقات مدنية و عسكرية واسعة الآن. |
Pencere sensörleri, hareket detektörleri, hücresel destek, muhafızlar. | Open Subtitles | حساسات على النوافذ كاشفات للحركة ، حراس |
Modern teleskoplarda daha geniş toplama alanları yüksek hassaslıkta dedektörler vardır ve bunlar aynı nesneyi tek seferde saatlerce takip ederek ondan gelecek mümkün olan en fazla ışığı biriktirirler. | Open Subtitles | التلسكوبات الحديثة لديها مساحات تجميع ضوء أكبر و كاشفات عالية الحساسية تتعقب نفس الجسم لساعات من الزمن |
16 tane intihar yeleğinin tamamen seramik bilyelerle doldurulduğunu bunların metal detektörden ve ülkedeki her kontrol noktasından geçtiğini hayal et. | Open Subtitles | تخيل 16 صديري لإنتحاريين ممتلئه بكرات السيراميك تعبر كاشفات المعادن بنقاط التفتيش في بلدك |
Hareket algılayıcılar herhangi bir hareket belirlemediler, efendim. | Open Subtitles | كاشفات الحركة لم يكتشفوا اى حركة سيدى. |
Nargileli lamba yeniden yerleştirildi koyun otlaktan çıkarıldı duman dedektörlerine yeni piller alındı ve yarın çatı katına korkuluk yapmak için biri gelecek. | Open Subtitles | نقلنا مصباح الشيشة الخراف وضعت في المرعى كاشفات الدخان بها بطاريات جديدة |
Duman dedektörlerini kontrol ediyordunuz. Doğru. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ تُدقّقُ كاشفات الدخانَ. |
Önce yangın alarmını harekete geçirirsek metal detektörlerini atlarız, ardından güvenlikten birini alıkoyup bilgisayar odasına gireriz. | Open Subtitles | ومن ثم نأخذُ بعض الأسماء أفكر بتشغيل إنذار الحريق نعبر بواسطة الجلبة التي ستحصل كاشفات المعادن نسحبُ حارساً للوصول إلى غرفة الحواسيب |
Yani evet, bovling salonunda 3 tane metal dedektör gördüm. | Open Subtitles | أعني، نعم، هنالك ما يقارب ثلاث كاشفات معادن في ممر البولينغ. |
Duman detektörü doğu kuledeki bu boş odalarda. | Open Subtitles | كاشفات الدخان موجودة في هذه الغرف الخالية من البرج الشرقي |
Esas problem, kapıdaki zamanlayıcının yanında lazerler ve hareket algılayıcıları olacak. | Open Subtitles | المشكلةالأساسية, بعيداً عن قُفل الباب الموقوت... هي أشعة الليزر و كاشفات الحركة |
Gaz detektörleriyle aynı teknolojiyi çalıştırıyor. | Open Subtitles | مصمم بنفس المعدات التي صممت بها كاشفات تسرب الغاز. |