- Çok gizli bir dosyaya erişmiş, adı "havyar Harekatı." Duymuş muydun? | Open Subtitles | إنه يسعى لملف محمي للغاية يسمى ـ كافيار سويت ـ. هل تعرفه؟ |
Steve, bifteği şimdilik bir kenara bırakırsak buradaki menüde yazdığına göre istiridye, havyar, somon füme... | Open Subtitles | ستيف, دعك من شرائح اللحم الآن يوجد لدينا هنا محار, كافيار, سالمون مدخن واطعمة مقلية او مشوية |
Eğer tepede havyar var diyorsam krakerleri getirmelisin. | Open Subtitles | إذا قلت أنة يوجد كافيار في الجبال فعليك أن تحضر الكراكات |
havyar üssü gerçek değil, sadece uydurma bir savaş oyunu senaryosu. -Gerçek değil. | Open Subtitles | ـ كافيار سويت ـ ليس حقيقياً بل هو مجرد لعبة حرب خيالية خطط لها بعض العلماء إنها ليست حقيقية |
Taze mantar ve Ossetra havyarı ile karıştırılmış yumurta. -Tuscany 'den. | Open Subtitles | بيض مخفوق مع كافيار روسي وكمأ طازج من توسكانيا |
-Şimdi EDI havyar görevini yapacak. | Open Subtitles | سيتابع ـ إدي ـ الآن مهمة ـ كافيار سويت ـ لا تحاول إيقافي |
havyar harekatı bir senaryo gerçek değil. Bilim adamlarının geliştirdiği kurgusal bir savaş senaryosu bir tür taktiksel beyin fırtınası. Gerçek değil. | Open Subtitles | ـ كافيار سويت ـ ليس حقيقياً بل هو مجرد لعبة حرب خيالية خطط لها بعض العلماء إنها ليست حقيقية |
EDİ havyar Harekatına başlıyor. | Open Subtitles | سيتابع ـ إدي ـ الآن مهمة ـ كافيار سويت ـ |
İkimize beluga havyar. İki şişe Cristal. | Open Subtitles | طلبين من كافيار الستيرجون وزجاجتين من شراب الكرستال. |
Kıç, çoraplar, havyar, çıplak, yukarıdan aşağı. | Open Subtitles | مفضلتى مؤخره , جوارب , كافيار وعاريه , ومقلوبه هذا رائع |
Elma şekeri, Crunch 'n Munch ballı krep, jelibon, patates kızartması, havyar, kraker, sos. | Open Subtitles | سيرفع التفاح , سيساعد في الأزمة كعك ساخن, الجلي , بطاطس مقلي كافيار , كذبات |
Ve etkilemek için havyar şartsa demek ki başarısız olacağız. | Open Subtitles | لو إضطررنا للحصول على كافيار لإعجابهم لن نفعل هذا ولماذا أنت قلق؟ |
Sadece küveti köpükle doldurup, kaşıkla sana havyar yedirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أحضر لك حمام بالفقاعات و أُطعمكِ كافيار بالملعقة |
Eminim uçakta havyar ve bellini kokteyli vardır. | Open Subtitles | أوه , اراهن ان على الرحلة سيكون لديهم كافيار وبليني |
Fakat ben bu sırada 100 bin dolarlık havyar ve 1. | Open Subtitles | والذهاب إلى أى مكان تودونه لكن ، في الوقت الحالي لدىّ كافيار ما يساوي قيمته 100 ألف دولار |
Tavuk gübresini bile onlara havyar diye satarım. | Open Subtitles | يمكننى بيع سماد الدجاج لهم بصفته كافيار |
Şampanya, havyar, servis tavuk burger. | Open Subtitles | شمبانيا, كافيار, سندوتشات دجاج |
Altın havyar olduğunu da biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم ان هناك كافيار ذهبي ايضا؟ |
Yarım düzine soğutulmuş kutu Beluga havyarı ve bir not. | Open Subtitles | نصف دزينة من عُلب كافيار الحيتان البيضاء المُبرد وملحوظة |
Beluga havyarı tadında bile olsa umurumda değil, o kertenkeleyi yemiyorum! | Open Subtitles | لا يهمني إذا كانت مثل طعم / / كافيار الحيتان البيضاء ، وأنا لا أكل الضب. |
havyara da hayır demezdim, ama kalitesi iyi olmuyor ve porsiyonlar da çok az. | Open Subtitles | سأطلب كافيار لكنه قد لا يكون جيد جدا هنا |
havyarlı peynirle ilgili bir fikrim var, çocuklar için de fıstık ezmeli. | Open Subtitles | لدي أيضًاً فكرة هائلة عن حلقات كافيار وزبدة مخلوطة بالفستق والهلام للأطفال |
Amerika'da satılan Beluga havyarının sahte çıkmasının nedenlerinden biri de bu. | Open Subtitles | ولهذا، معظم كافيار "بيلوغا". الذي يباع فى "الولايات المتحدة" مزيف.. |
havyarın tadını seven ama fiyatını sevmeyenler için laminarya isimli bir deniz yosunundan üretilen temsili havyarı sunuyoruz. | Open Subtitles | "لاولئك الذين يُحبون الطعم وليس السعر، هنالك كافيار صناعي، مُصنّع من عشب البحر والطحالب" |