| Matisse Picasso'ya yıllar önce kaybettiği biricik oğlu gibi davranıyordu. | Open Subtitles | ماتيس يميل لمعاملة بيكاسو كالابن المفضّل والذي لا يوافقه كثيراً |
| Sadece geri zekalı oğul gibi başımı sallayıp gülümsüyorum ama olup bitenlerin farkındayım. | Open Subtitles | و أبتسم و أومئ برأسي و أوافق كالابن الغبي لكنني أفهم الأشياء |
| Mezarımız nerede olursa olsun, Kurtarıcı Oğul'a ikrar eden... herkese yapacağı gibi. | Open Subtitles | كما سيفعل لكل من يعترفون به كالابن المخلص... من أينما سنودع في مثوانا |
| Savurgan bir çocuk gibi, evet. | Open Subtitles | كالابن الضال أجل |
| Ana kuzusu gibi bir şey. | Open Subtitles | إنه كالابن المدلل لوالدته |