"كالثلج" - Translation from Arabic to Turkish

    • buz gibi
        
    • kar
        
    • buz kadar
        
    • ice
        
    • gibisin
        
    İyi bir düzüşmeye ihtiyacı olan donuk, buz gibi bakirenin biriyim. Open Subtitles ،إننى "سمجة و باردة كالثلج و فى حاجة إلى معاشرة شرسة"0
    buz gibi soğuk. Ginny, lütfen ölme. Uyan. Open Subtitles إنها باردة كالثلج جيني أرجوكي لا تموتى، إستيقظي
    Ve sayısız buz gibi günün ve uykusuz gecenin ardından gönderildiğim yere vardım. Open Subtitles حينئذ,بعد أيام لا تحصى باردة كالثلج و ليالى من عدم النوم... وصلتى لوجهتى.
    günahlarınız kıpkırmızı da olsa onları kar gibi beyaz yapabilirim. Open Subtitles على الرغم من أن خطاياك قرمزية اللون و مع ذلك سوف أجعلها بيضاء كالثلج
    Çölün kumlu suratında kar gibi ay ışığı. Open Subtitles شعاع القمر كالثلج على وجه الصحراء المغبر
    Evet, ama seni yanıltmasın. Üstünde kaydığı buz kadar soğuktur. Open Subtitles اجل, لكن لا تخدعك انها باردة كالثلج الذي تتزلج عليه
    Dışarıda kızgın çöl, içeride buz gibi gemi. Open Subtitles صحراء تغلي بالخارج، برودة كالثلج بالداخل
    Kalamayız. Tatlım, kolların buz gibi. İçeri girin, size çay yapayım. Open Subtitles عزيزتي ، يداكِ باردة كالثلج ، تعالي بالداخل وسوف أصنع لكِ بعض الشاي ، هيا
    Benimkike buz gibi soğuk, ve seninkiler bir ateş çukuru gibi. Open Subtitles ،أنهما باردتان كالثلج وأفخاذك بحرارة النار
    Ama aniden buz gibi soğuk bir el boynuma dolandı. Open Subtitles وفجأة شعرت بيد باردة كالثلج في مؤخرة رقبتي
    Ayağı buz gibi soğuk. Parmağını oynatabiliyor musun Nick? Open Subtitles قدماه باردة كالثلج نيك، هل يمكنك هز أصابعك ؟
    Yaprak gibi titriyor, buz gibi ve terliyor. Open Subtitles هو يرجف كالورقة. هو بارد كالثلج.
    Henry'nin küçük bir kuzusu vardı, tüyleri kar kadar beyazdı ve Dudley nereye giderse Henry de peşinden giderdi. Open Subtitles هنري كان لديه حمل صغير صوفه كان ابيض كالثلج وفي كل مكان دادلي ذهب اليه
    # Barry'nin bir Nottingham'ı var. # # Ki onun kar gibi beyaz sakalları da var. # Open Subtitles باري كان لديه نوتنغهام ولحيته بيضاء كالثلج
    Cildi kar gibi beyazdı, soğuktan su toplamış kırmızı bir burnu vardı. Open Subtitles عاش بجلد ابيض كالثلج وانف احمر, بفعل البرد.
    "...ve tüysüz, kar gibi beyaz, yeşim taşı gibi pürüzsüz olduğunu gördü. Open Subtitles لا توجد شعرة واحدة بيضاء كالثلج و ناعمة كالحجر الكريم
    "...ve tüysüz, kar gibi beyaz, yeşim taşı gibi pürüzsüz olduğunu gördü. Open Subtitles لا توجد شعرة واحدة بيضاء كالثلج و ناعمة كالحجر الكريم
    Ama söylediği hiçbir kelimenin anlamı olmayacak... çünkü o bir buz kadar soğuk. Open Subtitles لكنه لا يعني معنى الكلمات التي ينطق بها لأنه بارد كالثلج
    Buradan gönderilmek zorundalar. Kaygılarınızı anlıyorum, Mohnke. Ama bir buz kadar soğuk olmak zorundayız. Open Subtitles أفهم قلقك، مونك لكن يجب أن نكون باردين كالثلج
    Bu parçayı çok özel biri için istiyorum. Küçük ama etkili için "ice, ice baby". Open Subtitles لديّ إهداء خاص من الصغير ولكن قوي كالثلج
    Hâlâ gerginim. Buz dolabı gibisin. Open Subtitles ما زلت متوتراً إنك بارد الأعصاب كالثلج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more