"كالفتاة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kız gibi
        
    • kızlar gibi
        
    • kız olarak
        
    • kızlardan
        
    • kız gibisin
        
    Sen gelemezsin. Çok küçük ve zayıfsın, tıpkı kız gibi. Open Subtitles لكنك لا تستطيع الذهاب مازلت صغيراً و ضعيف كالفتاة
    Yani bir derdin mi var, küçük bir kız gibi sızlanıyor musun, veya yaşadığı yerde yiyecek olmadığını idrak edemeyen bir Somalili gibi? Open Subtitles أتواجه مشكلة كالفتاة الصغيرة أو كالصوماليين الذين لا يمكنهم التكيف على أن لا طعام لديهم؟
    Görmek için orada değildim, fakat Byron Hadley'i aldıklarında bir kız gibi hıçkırarak ağladığını duydum. Open Subtitles لم أكن هناك لأرى و لكنى سمعت أن بايرون هادلى قد بكى كالفتاة عندما ألقوا القبض عليه.
    Bu yüzden de senin küçük kızlar gibi mızmızlanmayı kesip, cesaretini toplaman ve kendine acıyarak vakit harcamaman lazım ki bu işi başaralım. Open Subtitles لذا، اريدك ان تتوقف عن البكاء كالفتاة الصغيرة لملم اطرافك توقف عن تضييع الوقت في الشفقة على نفسك
    Bir kız olarak bu kadar küçük ve sıska olması beni şaşırttı. Open Subtitles فوجئت بأنّها كانت صغيرة جداً وضعيفة , كالفتاة الصغيرة
    Ben, lanet bir kız gibi giyinmiş olan değilim. Open Subtitles أنا لست الشخص الذي أتلبس كالفتاة اللعينة
    Hiçbir fikrim yok. kız gibi kaçtım. Buraya ilk kez iniyorum. Open Subtitles ليس لديّ فكرة , لقد جريت كالفتاة أنا لا أعرف هذا المكان علي الإطلاق
    O adamla neden yattığı belli. kız gibi vuruyorsun. Open Subtitles لا عجب من أنها تضاجع جثة ميتة فأنت تضرب كالفتاة
    Ateşli kızları öpmekten hoşlanan bir ateşli kız gibi mi? Open Subtitles كالفتاة المثيرة التي تحب تقبيل فتاة مثيرة أخرى
    Bir de beni düşün. kız gibi bağırıyordum. Open Subtitles أجل، ماذا تظنين أننى أشعر أنا أشعر بالخوف كالفتاة
    kız gibi atıyorsun! İki sefer attın ve küçücük hedefi vuramıyor musun? Open Subtitles أنت تصوب كالفتاة الصغيرة, ضربتان و لم تصب هدفا صغيرا؟
    Bence küçük bir kız gibi orada dikileceksin ve ben o sopayı alıp kıçının derinliklerine sokacağım. Open Subtitles أعتقد انك سوف تبقى واقفاً كالفتاة سوف امسك هذه العصا واضعها بداخل مؤخرتك
    Tarifini verdiğin kız gibi bir kızı var mıydı? Open Subtitles هل كان لديه إبنه كالفتاة التي قمت بوصفها؟
    Hâlâ kafa düzeltici başlık takan sözlüğü ile çıkan, Baze'in beni fark etmesini isteyen kız gibi hissediyorum. Open Subtitles مازلت كالفتاة في تقويم الإسنان ، تعلمين ، في موعد مع قاموسها منتظرته ليلاحظني
    Lütfen, bugün ona yeterince kız gibi davranmadın mı? Open Subtitles اوه.ارجوكِ لقد تمت معاملته كالفتاة بما فيه الكفاية اليوم
    ama ben hep gümüş madalyayı kapmış küçük bir kız gibi hissettim. Open Subtitles لكنني دائماً ماشعرت كالفتاة التي لن تحصل أبداً على الخاتم النحاسيّ
    Cehennemden asansörle aşağıya inerken beni sorgulayan melekleler kız gibi ağlamayı kesmemi söylediler. Open Subtitles قضاة التحقيق، أخبروني بأن أتوقف عن البكاء، كالفتاة
    Küçük bir kız gibi fazladan mesai için yalvardı. Sonra da beni burada karaya oturmuş gibi bıraktı. Open Subtitles يستدعى لمناوبة اضافية و كالفتاة الصغيرة يتركني كالثمل والجاف
    Evde kalmış kızlar gibi durma da, gel göster! Open Subtitles لا تكن كالفتاة. تعالى و أخبرنى.
    Duyduğuma göre oğlun... elleri çarmıha çivilenirken kızlar gibi ciyaklamış. Open Subtitles لقدأخبرونيأن ابنك... بكى كالفتاة عندما كانوا يُعلّقونه على الصليب
    30'larının sonlarındayken şişman bir kız olarak New York'ta randevulaşmayı gör bir de. Open Subtitles ولكن حاول التعارف في نيويورك في وقت متاخر 30 ثانية كالفتاة السمينة
    Peri masalı gibi düğün isteyen kızlardan değilim ama olması gereken şeyler olabilirdi diye düşünüyorum. Open Subtitles إنني لست كالفتاة المُدلَّـله، و التي ترغب بزفاف الحكايات الخيالية، لكنني ظننت بأنَّ هنالك أموراً أستطيع القيام بها
    Yürei'ye inandığını söyleme, Michi. Danışma bürosundaki kız gibisin. Open Subtitles لا تخبرنى أنك تصدق بالأطياف أنت تبدوا كالفتاة..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more