Ayrıca özür dilerken, limon yeşili bir takım giymeni istiyorum çünkü üstünde berbat dururdu. | Open Subtitles | و حينما تعتذرين اريدك ان ترتدين بدلة خضراء كالليمون لأنها ستبدو قبيحة عليكي |
Seni bir limon gibi sıkıp suyunu çıkarıyor. Kabukların kalıyor bir tek. | Open Subtitles | إنها تعصرك كالليمون, و بعد ذلك ترميكَ بعيداً. |
Belki limon kokulu saçları olan sevgilisi olduğu için gitmek zorunda kalmıştır. | Open Subtitles | ربما اضطرت للذهاب إلى هناك لأن عندها حبيبة رائحة شعرها كالليمون |
Sizi sıkılmış limon gibi attığı doğru değil. | Open Subtitles | ليس صحيحاً أنه يتخلص منكن_BAR_ كالليمون المعصور |
Tanrım, tadı limon ve benzin karışımı gibi. | Open Subtitles | يا إلهي , طعمه يبدو كالليمون والبنزين. |
limon gibi sapsarı. | Open Subtitles | وجلدك الأصفر كالليمون. |
Evet, tadı limon gibi. | Open Subtitles | أجل, طعمه يبدو... يبدو كالليمون |