"كامبر" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kimber
        
    • Cambers
        
    • Kemper
        
    Özür dilerim benim seçtiklerim başyapıtlar değilse sen yönet, Kimber. Open Subtitles حَسناً، أَنا آسفُ إذا الأفلامَ التي أَحْبُّ لَيستْ التحفَ السينمائيةَ تُوجّهَ، كامبر.
    Yıllardır Kimber'a berbat davranıyorsun. Open Subtitles أنت تُعالجُ كامبر مثل التغوّطِ لسَنَواتِ.
    Bak, eğer Kimber'ın sağ olduğuna dair en ufak bir ihtimal varsa ve Quentin herhangi bir şey biliyorsa, onu sorgulamak için içeri almalısınız. Open Subtitles النظرة، إذا هناك مستوي فرصة طفيفة التي كامبر حيّ ويَعْرفُ كوينتن أيّ شئ حوله، أنت يَجِبُ أَنْ تَجْلبَه في للإستجواب.
    Cambers posta kutusunu göreceksin. Open Subtitles كل وسيلة للخروج إلى النهاية. سترى علبة بريد كامبر. لا يمكن أن تفوت.
    - Fritz Kemper. - Peki, hemen buraya çağırın öyleyse. Open Subtitles ذاك فريتز كامبر , احضره الي حالا
    Seninle Kimber hakkında ufak bir sohbet etmek istedim. Open Subtitles أردتُ أَنْ يَكُونَ عِنْدي دردشة صَغيرة مَعك حول كامبر.
    Kimber, kendisi olduğunu, önceki resimlerinden tanıyabildi. Open Subtitles كامبر ميّزَ نفسه مِن قِبل هكذا نَظرتْ، كريستين.
    Seninle birlikte olmalıyım, Kimber. Open Subtitles أنا مِنْ الضروري أَنْ أكُونَ مَعك، كامبر.
    Şişme bebekler bu yüzden kullanılıyor. Böylece, Colleen'e nasıl Kimber olabileceği ile alakalı bazı küçük ipuçları verebileceğimi düşündüm. Open Subtitles لذا إعتقدتُ بأنّني أَعطي كولين بضعة إكراميات على كَيفَ لِكي أكُونَ كامبر.
    Kimber senin işinin ne kadar stresli olduğunu anlatmıştı. Open Subtitles كامبر أخبرَني كيف مرهقُ شغلُكَ يُمكنُ أَنْ يَكُونَ.
    Pekala, Kimber programı, şişme bebeklerle beraber ikili olarak satmayı düşündü. Open Subtitles حَسناً، كامبر إعتقدَ بأنّها تَبِيعُ البرنامجَ بالتتابع بالدميةِ.
    Kimse Kimber'ı orijinali ile yatan bir adamdan daha iyi tanıyamaz. Open Subtitles يَعْرفُ لا أحدُ كامبر أفضل مِنْ الرجلِ الذي يَنَامُ بالأصليينِ.
    Yakından tanımasam, seni Kimber sanırdım. Open Subtitles إذا أنا لَمْ أَعْرفْ أيّ مراهن، أنا أَعتقدُ بأنّك كُنْتَ كامبر.
    Christian, Kimber koridorda yanında yürümemi rica etti. Senin için mahsuru var mı? Open Subtitles الكريستين، كامبر طَلبَ مِنْني تَمْشِيتها أسفل الممرِ.
    Kimber her gece güzel bir yemekle geliyor. Open Subtitles تحُصُل على كامبر مَع وجبة طعام حارة كُلَّ لَيلة.
    Kimber ve ben birbirimizi anlıyoruz. Open Subtitles كامبر وأنا أَفْهمُ أحدهما الآخر.
    Onunla asla güvende hissetmeyeceksin, Kimber. Open Subtitles أنت لَنْ تَبْدوَ آمن حقاً مَعه، كامبر.
    Joe Cambers'a hallettir. Open Subtitles جو كامبر سوف نفعل ذلك لك.
    Cambers'a götür. Open Subtitles أخذه إلى جو كامبر.
    Arabayı Cambers'a götürmeyi unutma. Open Subtitles نسيت أن تأخذ بينتو في كامبر.
    Rose Kemper mücadeleci biriydi bunu, onun gözlerinden anlayabilirdiniz. Open Subtitles كانت (روز كامبر) ناجية سينبثق لكَ ذلك بالنظر إلى عينيها
    Hayır, Rose Kemper, hiç bir şeyden korkmuyordu ama evine giren adam artık Rose Kemper'den çok korkuyordu. Open Subtitles لا، لم تكن (روز كامبر) تخاف من أيّ شيء و لكن الرجل الذي إقتحم منزلها (أصبح الأن خائفاً كثيراً من (رزو كامبر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more