Yaptıkları şey şu, küçük bir kamera alıp bir çubuğun ucuna takıyorlar... | Open Subtitles | حسنا.الذي يفعلونه هو انهم يأخذون كاميرا صغيرة جداً ويضعوها في نهاية انبوب |
Ama sonra, Fark ettim ki o piksellerle aynı zamanda oynamayı da istiyordum. Ve oraya küçük bir kamera koydum, | TED | لكن لاحقاً، أدركت أني أريد ان أتفاعل مع هذه البكسلز أيضا، فوضعت كاميرا صغيرة في أعلى الخوذة أيضا، |
Polisin ona tuzak kurduğundan şüphelendiği için dairesinin dışına küçük bir kamera yerleştirdi. | Open Subtitles | في عدة المراقبة خوفا من ان تورطه الشرطة ركب كاميرا صغيرة |
Tam şu anda seni izleyen minicik bir kamera var. | Open Subtitles | هناك كاميرا صغيرة تنظر إليك |
Tam şu anda seni izleyen minicik bir kamera var. | Open Subtitles | -هنالك كاميرا صغيرة تراقبكَ حالياً |
Elbette şu yangın söndürme tüpüne küçük bir kamera takarak çok usta bir çilingir bulup, ona anahtarın görüntüsünü vererek kopyalatabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع, بالطبع ان تضع كاميرا صغيرة على مخمد الحرائق هذا ان كنت تعرف صانع اقفال ماهر |
Penisin içerisine, sadece küçük bir kamera yerleştiriyoruz, idrar yolu boyunca... | Open Subtitles | وببساطة ندخل كاميرا صغيرة عبر القضيب ليمر عبر القناة |
Yani, geçen gün yatağımın yanındaki armatürin içinde küçük bir kamera buldum. | Open Subtitles | اعني , وجدت كاميرا صغيرة فوق اضاءة سرير النوم لدي |
Rehberlerimiz, uzattığımız bir sopann ucuna, küçük bir kamera monte etmemize izin verdiklerinde, | Open Subtitles | سر (مينتور و المرأة) بدأ يتكشف عندما سمح لنا دليلنا بتركيب كاميرا صغيرة |
Bunun içinde küçük bir kamera ve mikrafon var. | Open Subtitles | ها هي كاميرا صغيرة و مايكروفون |
Çok küçük bir kamera. | Open Subtitles | إنّها كاميرا صغيرة للغاية. |
Bunu yaşayan protestocu yayın yapan bir aktivist, küçük bir kamera taşıyor. O da askere diyor ki, "Seni izliyorum ve benimle beraber 5 bin kişi daha seni izliyor" | TED | المتظاهر كان يبث الحدث مباشرة... فقد كان يرتدي كاميرا صغيرة... وقال لرجل الشرطة: "أنا أراقبك، وهناك 5000 شخص يراقبونك معي الآن" |