Bazen arabanın kaputunda oturan genç bir oğlan çocuğu görürdü. | TED | في بعض الأحيان كانت ترى فتيً مراهق يجلس على غطاء محرك السيارة |
Böyle şeyler, bu tür düşler görürmüş. Laura da görürdü. | Open Subtitles | وأنها كانت ترى الأشياء في أحلامها، "ولورا" كانت كذلك أيضاً |
Böyle şeyler, bu tür düşler görürmüş. Laura da görürdü. | Open Subtitles | وأنها كانت ترى الأشياء في أحلامها، "ولورا" كانت كذلك أيضاً |
Bunların ötesinde bu kadın karikatürler görüyordu. | TED | و الأهم من ذلك أنها كانت ترى رسوماً متحركة |
Hey. görüştüğü bir genç var. | Open Subtitles | هنالك ذلك الفتى كانت ترى ذلك الفتى وأنا... |
Doğru, belki birisiyle görüşüyordu... ve kocası hiçbir zaman bilemeyecekti. | Open Subtitles | صحيح، وربّما كانت ترى شخص ما وزوجها لم يعرف نهائياً |
Bana, annemin her şeyin sonunu görebildiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول لي أن أمي كانت ترى نهاية كل شيء ؟ |
Dünyayı her zaman olduğu gibi görmez olabileceği haliyle görürdü, tabi biraz da sihirle. | Open Subtitles | إنها كانت ترى العالم ليس كما هو عليه دوماً، لكن ربما قد يكون كذلك، مع القليل من السحر. |
Her şeyde şeytanı görürdü. | Open Subtitles | لقد كانت ترى الشيطان في كل شيء. |
İnsanları oynayabileceği bir oyuncak olarak görürdü. | Open Subtitles | و التى كانت ترى البشر أطفال تتلاعب بهم |
Eskiden kendini bir kariyer insanı olarak görürdü. | Open Subtitles | كانت ترى نفسها امرأة عاملة |
Her gölgede Wakefield'ı görürdü. | Open Subtitles | لقد كانت ترى (ويكيفيلد) مختبئاً بكل ظل |
Hayır, neyse ki o anda yıldızları görüyordu. | Open Subtitles | لا للأسف ، أعتقد أنها . كانت ترى نجوماً بتلك اللحظة |
İnsomniyadan mustaripti, uyuduğundaysa kabuslar görüyordu. | Open Subtitles | كانت مصابة بالآرق و عندما تنام كانت ترى كوابيس |
Kaybolmadan hemen önce görüştüğü biri var mıydı? | Open Subtitles | هل كانت ترى شخصاً معيناً قبل إختفائها؟ |
Başka bir adamla görüştüğü için mi? | Open Subtitles | لأنها كانت ترى رجل آخر؟ |
Tanıştığımızda başka bir adamla görüşüyordu. | Open Subtitles | أتعلمين ، عندما تقابلنا كانت ترى هذا الرجل الآخر لقد كان يعمل ، أنا لم أكُن كذلك |
Evet, biriyle görüşüyordu. | Open Subtitles | أجل، كانت ترى هذا الرجل، لكنّهما إنفصلا |
Annemin her şeyin sonunu görebildiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول لي أن أمي كانت ترى نهاية كل شيء ؟ |
Burayı hep çok severdi. Buradan bütün dünyayı görebildiğini söylerdi. | Open Subtitles | لطالما استراحت إلى هذا الموضع، قالت إنها كانت ترى العالم أجمع من هنا. |