"كانت تعرفه" - Translation from Arabic to Turkish

• bildiği
• tanıyor muydu
• tanıdığı
• onu tanıyordu

Fakat tüm bunların ötesinde Gabrielle'nin bildiği birşey daha vardı hiçbir zaman çocuk istemiyordu.
لكن ما كانت تعرفه أكثر من أي شئ أنها لا تريد أطفالاً أبداً

Ama, ben Tagalog öğrenemedim ve bildiği tek İngilizce...
ولكنني ، لم أستيطع أن أتعلم التكلم بالتغالوغية ، وكل ما كانت تعرفه بالأنكليزيّة

Onu tanıyor muydu?
هل كانت تعرفه ؟

Jonah King'i tanıyor muydu?
-نعم كانت تعرفه

Neyse, Phoebe'nin onu tanıdığı iyi oldu, çünkü ona ciddi zarar vermek üzereydim.
مِن الجيّد أنّها كانت تعرفه. كنت على وشك إحداث الكثير من الضرر.

Şirketimde ortak olan Alicia Florrick, onu tanıyordu.
كان شريكاً في شركتي القديمه.. اليشا كانت تعرفه

Sen yalnızca kadının kalpten bildiği şeyi onayladın.
كلاّ , لقد أكدت لها ببساطة ما كانت تعرفه بصميم قلبها

bildiği bir şey yüzünden öldürülmüş olabilir.
ربما تكون قتلت لشئ كانت تعرفه

Samantha kontrolünü kaybettikten sonra, kazanmak için bildiği tek şeyi yaptı.
بعد ان خسرت (سامانثا) السيطرة فعلت الشيء الوحيد الذي كانت تعرفه لتستعيدها

Sally Ann Spector bildiği kadarıyla, kocası olay gecelerinde İntihar Yardım Hattı için gönüllü olarak çalışıyordu.
كل ما كانت تعرفه (سالي آن سبيكتور) أن زوجها يقم بالعمل التطوعي للخط الليلي للإجابة عن أسئلة المقدمين على الإنتحار

Kızın bildiği her ne ise Tanaka onu bulana dek durmayacak ve bulduğu zaman, hepinizi öldürecek.
مهما كانت تعرفه. (تاناكا)، لن يتوقّف حتّى يجدها... وعندما يفعل، لن يترك أيّ أحدٍ منكم حيّاً...

Rosa da onu tanıyor muydu?
هل (روزا) كانت تعرفه أيضـاً؟

Evine para göndermiş ancak ne eve dönmeyi ne de eskiden tanıdığı kimseyi görmek istiyormuş.
أرسلت مال إلى الديار، لكن ما كان لديها رغبة بالعودة للديار أو رؤية أيّ أحد كانت تعرفه.

Michael'ı çok iyi tanıdığı için onun yanında olmasını çok seviyordu.
وإذ كانت تعرفه جيداً، فقد استمتعت جداً بصحبته

tanıdığı herkes ondan korkup kaçacak.
كل شخص كانت تعرفه .. سينقلبون عليها

Kadın ona inandı çünkü onu tanıyordu.
صدقته المرأة لانها كانت تعرفه

Ona güvendi. Belki de onu tanıyordu?
لقد وثقت فيه لربما كانت تعرفه

O hâlde onu tanıyordu.
كانت تعرفه إذًا