"كانت تعزف" - Translation from Arabic to Turkish

    • çalıyordu
        
    • çalan
        
    • çalardı
        
    • çalıyormuş
        
    O piyano çalıyordu ve sen onu öptün, o zaman, seviştin. Open Subtitles كانت تعزف البيانو وأنت قبلتها , و بعدها مارست الجنس.
    NAT HENTOFF - Gazeteci, Caz Tarihçisi Emmet Hattie'yle New Jersey'de tanıştı. Grubuyla bir otelde çalıyordu. Open Subtitles إيميت قابل هاتي في نيو جيرسي الفرقة كانت تعزف في فندق سياحي نوعا ما
    İlk öpüşmemizde Cranberries grubunun "Linger" şarkısı çalıyordu. Open Subtitles أغنية التريث لكرانبيريس كانت تعزف لحظة قبلتنا الأولى
    Onları sevişirken gördüm, biliyorsun, o piyano çalan kadını, onun kocası. Open Subtitles رأيتهم يمارسون الجنس، تعرفي، السيدة التي كانت تعزف البيانو، انة زوجها.
    Ruth, lise bandosunda zil çalardı. Open Subtitles "روث" كانت تعزف الصنج بفرقة الموسيقى بالثانوية
    Tek faaliyeti bandoymuş. Flüt çalıyormuş. Open Subtitles نشاطها الوحيد كان في فرقة غنائية لقد كانت تعزف علي الناي
    İlk öpüşmemizde Cranberries grubunun "Linger" şarkısı çalıyordu. Open Subtitles أغنية التريث لكرانبيريس كانت تعزف لحظة قبلتنا الأولى
    Annem sanat okuluna gidiyordu ve ufak bir grupta bas çalıyordu. Open Subtitles التحقت أمي بجامعة الفنون الجميلة و كانت تعزف في فرقة المدينة المزعجة
    Merkezdeki boş dükkânı bulduğumda bu şarkı çalıyordu. Open Subtitles كانت تعزف عندما وجدت المحل شاغر فى ميدان البلده
    Pizzacılarda "The Grateful Dead" çalıyordu. TED وفرقة الروك "غريت فل ديد" كانت تعزف في محلات البيتزا.
    Torino'da bir partideydim. Müzikleri o çalıyordu. Open Subtitles أنا كُنْتُ في حفل "تورين" كانت تعزف الموسيقى
    Doğduğun anda hemşirenin teki "Sunshine of Your Love"ı çalıyordu. Open Subtitles "ممرضة كانت تعزف" شروق شمس حب بينما تخرج
    Bu şarkı bana taşınmanı teklif ettiğim gece çalıyordu. Open Subtitles ... هذه الأغنية ... هذه الأغنية كانت تعزف في الليلة التي طلبت منك أن تنتقل للعيش معي
    Karen ile tanıştığım gece... çalan şarkıyı hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تذكر الأغنية التى كانت تعزف يوم أن قابلت كارين؟
    Bir zamanlar bu duygu yoğunluğuyla çalan genç bir kadın tanımıştım. Open Subtitles لقد كنت أعرف امرأة كانت تعزف بنفس الروعة
    Kafeteryada bahşiş için ukuleleyle halk müziği çalan bir kızdın sen. Open Subtitles وكل هذا جاء من الفتاة التي كانت تعزف الموسيقى الشعبية على القيثارة لتحصل على البقشيش في الكافتريا
    Annem piyano çalardı. Open Subtitles امى كانت تعزف هذة المقطوعة على البيانو
    Count Basie, Chick Webb gibi bütün önemli gruplar orada çalardı. Open Subtitles أكبر فرق موسيقى الجاز كانت تعزف ."هناك، مثل "كونت بيز"، "تشك ويب
    Bir zamanlar bir kız vardı keman çalardı. Open Subtitles كانت هنالك فتاة... كانت تعزف بالكمان
    Gitar çalıyormuş. Bitter çikolatayı,.. Open Subtitles كانت تعزف على الغيتار، وتحب الشوكولاتة السوداء
    Nathan'a göre Shiny Scupper'da da piyano çalıyormuş ya da en azından çalmaya çalışıyormuş. Open Subtitles وفقا لـِ(ناثان)، كانت تعزف في محل "شايني سكابر" أيضاً أو على الأقل كما تعرف، تحاول أن تعزف
    Mia çello çalıyormuş, Rafi solist keman. Open Subtitles (ميا) كانت تعزف على آلة التشيلو. و(رافي) هو عازف الكمان الأول. -و ..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more