"كانت ذات" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    • olan
        
    • zamanlar
        
    Sağlıklıydı, harika bir evi ve güzel bir ailesi vardı. Open Subtitles لقد كانت ذات صحة، و منزل رائع و عائلة رائعة
    Bu kalıntılar sadece iki hafta önce normal bir insan görünümündeydi. Open Subtitles من الممكن أن هذه البقايا كانت ذات مظهر إنسان قبل أسبوعين
    Vücudunuzdaki her atom bir zamanlar patlayan bir yıldızın içindeydi. Open Subtitles كل ذرّة بأجسادكم كانت ذات مرّة داخل نجم قد تفجّر
    Çevre değiştikçe, önceden yararlı olan özellikler zararlı olmaya başlayabilir. TED مع تغير البيئة الطبيعية، السمات التي كانت ذات يومٍ مفيدة يمكن أن تصبح ضارة.
    Eski dünyaya ait olan bütün o bilgi bir zamanlar bu mermer duvarlarin arasindaydi. Open Subtitles جميع المعارف في العالم القديم كانت ذات مرة داخل هذه الجدران الرخامية.
    bir zamanlar verimli bir iş geçmişimizin onuruna konuyu bir daha konuşalım. Open Subtitles لشرف علاقتنا التي كانت كانت ذات مرة مثمرة لنصلح الأمور من جديد
    bir zamanlar bundan iki katı çirkin olduğuna inanmak zor. Open Subtitles من الصعب التصديق انها كانت ذات مرة ضعف تلك البغيضة
    Ve anlıyorum, o kadının çok boyutlu olduğunu unutmak kolaydı, ve bir zamanlar parçalanmamış bir ruhu olduğunu. TED و لقد فهمتها: كان من السهل نسيان أن تلك المرأة كانت ذات أبعاد كانت تتمتع بالروح و غير مكسورة الخاطر.
    Rengi gri ve siyahtı, ucuz bir şey olduğunu düşündü. TED كانت ذات لون رمادي وأسود، وبدت له رخيصة الثمن.
    ama öğrendiğim şeylerden birisi, görünüşe bakılırsa eğer yeni bir ürün ya da hizmet yerleşikten daha pahalı ya da ucuzsa, bu bir önem teşkil ediyor. TED ولكن يبدو أن أحد الأشياء التي تعلمتها كانت ذات أهمية لو كان هناك منتج أو خدمة أغلى أو حتى أرخص من السائدة حالياً،
    Şöyle düşünebilirsiniz: "Acaba vücudumuzdaki atomların kaçı bir zamanlar Frida Kahlo'ya aitti?" TED حينئذ بوسعك أن تسألوا: كم عدد الذرات في أجسامنا كانت ذات يوم تعود لفريدا كاهلو؟
    Orada olmadığın söylendi ama bir ilgisi olduğunu söyleyemem. Open Subtitles سمعنا أنك لم تكن هناك، ولكن لن أقول أنها كانت ذات صلة.
    bir bebek büyük okul balosunu organize edemezdi ki tabi çok yetenekli değilse. Open Subtitles أوه عزيزتي,طفلة لا يمكنها أن تنظم حفلة رقص كبيرة للمدرسة الا اذا كانت ذات مهارات خاصة
    En az annemle evliliğin kadar değerli olan 8 yıllık ilişkimin değerini sen anlayana kadar sevdiğim kadını hüsrana uğrattığım için kalbimin kırık olduğunu farketmene kadar, belki de sen de annemin kalbini aynı şekilde kırmıştın, işte o zamana kadar söylecek hiçbir şeyim yok. Open Subtitles وحتى تعترف بعلاقتي ثماني سنوات كانت ذات مغزى كما زواجك بامي وحتى تفهم أن قلبي محطم لأني خيبت ظن المرأة التي أحب
    Ve insanlar için bir zamanlar önemli olan ve dışarısı ile içerisi arasında sınır teşkil eden, ev denen bu yapı, sonsuza kadar silinip gider. Open Subtitles والحوائط بين الداخل والخارج، والتى كانت ذات يوم هامة جداً للبَشَر الذي كان يعتبر هذه البناية بيته. محيت للأبد.
    Değerli olan şey teneke kutunun kendisiydi. Open Subtitles كانت صفيح مثل هذا كانت ذات قيمة ماذا يمكن أن تفعل بذلك
    Değerli olan şey teneke kutunun kendisiydi. Open Subtitles كانت صفيح مثل هذا كانت ذات قيمة ماذا يمكن أن تفعل بذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more