O bakireydi, çok para etti. | Open Subtitles | كانت عذراء, الكثير من المال |
O bakireydi ama. | Open Subtitles | لكنها كانت عذراء. |
Şimdi de tamamen boku yemiş durumdayım çünkü Vivian Scully bakireymiş. | Open Subtitles | و هذا يعني اني في ورطة تماماً لانه تبين لي ان فيفيان سكالي تكون كانت عذراء |
Julia, Paul'la tanıştığında bakireymiş. | Open Subtitles | عندما التقت (جوليا) بـ(بول) كانت عذراء. |
Kızım bakire, 16 yaşında bir bakire, nasıl hamile olabilir? | Open Subtitles | ابنتي كانت عذراء , عذراء و هي بالسادسة عشر كيف يمكنها أن تحمل ؟ |
Kızım bakiredir, 16 yaşında bir bakire. | Open Subtitles | ابنتي كانت عذراء , عذراء و هي بالسادسة عشر |
Ona tecavüz ettiğinde, kız bakire idi. Sonra ona haplar verdiler. | Open Subtitles | عندما اغتصبها، كانت عذراء ثم أعطوها أقراصاً |
O bakireydi. | Open Subtitles | كانت عذراء. |
- Sonra, aslında kâhin bakireymiş. | Open Subtitles | -الكاهنة كانت عذراء |
- Hayır, o bir bakire . | Open Subtitles | -لا ، هي كانت عذراء |
Sen buraya gelmeden önce o bakire idi. | Open Subtitles | لقد كانت عذراء قبل وجودك هنا |
O'nun kimseyle ilişkisi yoktu: Anna bakire idi. | Open Subtitles | لم يكُن بينكما أيّ علاقة ( آنـا) كانت عذراء! |