Yaralı Kendall'ı buluşma noktasına taşıdın ama anlamıyorum. | Open Subtitles | حملت كاندال لنقطه الالتقاط ولكنى لا افهم |
Kendall'ı görelim mi yoksa birkaç dakika daha birbirinizin sırtını sıvazlamak ister misiniz? | Open Subtitles | هل علينا ان نرى كاندال ام سوف تكمل تشجيع لبعض دقائق |
Bak, İçeri gidip, Kendall ve Dunbar'la konuşacağım, ve neler olduğunu anlamaya çalışacağım çünkü neler olduğunu umursuyorum ve senin de umursadığını biliyorum. | Open Subtitles | اسمع سأدخل الى هناك وسأتكلم مع كاندال ودنبار وسأحاول ان اكتشف كل شىء لأننى اهتم بماذا حدث هناك واعتقد انك كذلك ايضا |
Dur. Kendall cesedin yanında sadece Nunez'in olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | توقف كاندال قال انه ننيز وحدها رأت الجثه |
Ama Kendal Strickland kendini değiştirmeyi düşünüyordu. | Open Subtitles | ولكن " كاندال " ستفكر فى التغير عن نفسها |
Evet. Ve kasırga sığınağı s*kmemiş olsaydı Kendall kabul edebilirdi. | Open Subtitles | وربما وافق كاندال لو الاعصار لم يدمر المخبأ |
Bence gidip Bill'i görüp, Vilmer'ı teslim etmeli ona Dunbar'ın itirafını verip Kendall'ı unutmalıyız. | Open Subtitles | اعتقد ان علينا ان نذهب ونرى ونطلق فيلمر نسلمه اعتراف دونبار وننسى امر كاندال |
Kendall'ın "yakınalrında uyurken bile rahatsız olacağın tipte bir adam" lafı. | Open Subtitles | ماذا قال كاندال عن انع نوع من الرجال لا تشعربراحه |
Seni ilgilendirmez. Kendall ölüd ve sen hapse giriyorsun. | Open Subtitles | ليس هذا من شأنك كاندال مات وانت ستذهب للسجن |
Helikopterle Kendall'ın yanında getirdikleri adam. | Open Subtitles | ذلك الشخص الذى احضروه بالهوليكوبتر مع كاندال |
Kendall ve Mueller onu denklemden çıkarmaya karar vermiş olmalılar. | Open Subtitles | كاندال ومولار كان عليهم ان يقرروا ليقتلوه ليوازنوا المعادله |
Dunbar'ın künyesini almak konusunda Kendall'ı nasıl ikna ettin? | Open Subtitles | كيف جعلت كاندال يذهب وحيدا بينما انت تبدل القلادات |
Alkışlar, Bay Kendall Duncan için. | Open Subtitles | وكم يعني هذا الفندق له صفقّوا للسيد كاندال دانكن |
Kendall'ın yapmak istediği gibi böyle büyük bir şey, içinde çok fazla ampul olacak. | Open Subtitles | لأن كاندال سيديره , فسيكون مريعاً إذا لم يكن هناك عناية جيدة به |
Bu işlerin nasıl yürüdüğünü sana anlatayım. Büyük patron, Kendall'a iş verdi, çünkü kızıyla çıkıyor. | Open Subtitles | دعني أشرح لك الوضع , لقد عيّن كاندال بهذا المنصب لأنه يواعد إبنته |
Kesin olarak bildiğimiz tek şey, Amanda Kendall'la üniversiteye gitmiş. | Open Subtitles | كُل ما نعلمه بالتأكيد هو أنه ذهب للجامعة مع أماندا كاندال |
Hassan, sahte isim altında yaşamış, hayali bir şirket yönetmiş ve sonra Amanda Kendall'ın NCIS Marsilya'daki katliamdan kaçmasından önce, işkence edilerek öldürülmüş. | Open Subtitles | حسان عاش تحت اسم مستعار و أدار شركة وهمية ثم تم تعذيبه حتى الموت قبل يومان من هروب أماندا كاندال |
Eğer bu Amiral Kendall'a ulaşmış olsaydı SEAL Ekip Altı'ya kızını tahliye etmesi için emir verirdi. | Open Subtitles | إذا كان الأمر يعود للأميرال كاندال كان ليقوم بالتصريح بفرقة بحرية خاصة لإستعادة إبنته |
Amiral Kendall'ı arayıp onu intihar etme kararından vazgeçirmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أتصل بالأميرال كاندال و أهدئه قليلًا |
Kendal'da yolculuk ederken beni şaşırtan bir başka şey ise, yanında oturduğum kişiydi-- Kraliçe değil; Neden onun portresinin altına beni koyduklarını hayal bile edemiyorum -- Fakat görevlilerin salonundaki o yemek masasının etrafında, Birmanyalı bir adamın yanında oturuyordum, karşımda ise bir Romen, bir Moldovyalı, bir Hintli vardı. | TED | والشيء الآخر الذي فاجأني عندما صعدت على متن كاندال هو من كنت أجلس بجانبه -- ليست الملكة؛ لا أستطيع أن أتخيل لماذا وضعوني تحت صورتها -- لكن حول طاولة الطعام تلك التي الموجودة في صالة الضابط، كنت جالسة إلى جانب شاب بورمي، كنت أجلس مقابل روماني و مالديفي و هندي. |
Bayan Kendal, bu John Merrick. | Open Subtitles | سيدة ( كاندال )، أقدم لكِ السيد (جون ميريك) |