Sanki üç günlük balık seyahatine çıkmış, sonrada meyan kökü yemiş gibi... | Open Subtitles | ماذا؟ كانه إستمر ثلاثة أيام في صيد سمك، ثم أكل عرق سوس |
Sanki yeni biri vücudumu açmış ve eski olana tekmeyi başmış gibiydi. | Open Subtitles | انه كانه شخص آخر تغير داخل جسمي و طرد الشخص القديم خارجا |
Gecenin bir yarısında, Sanki ilk randevummuş gibi bekledim. | Open Subtitles | لقد إنتظرت لنصف الليلة و كانه أول موعد في حياتي |
Altın bir heykele benziyor. | Open Subtitles | لا اعرف. يبدو لي كانه تمثال ذهبي |
Carlton'ın oyun arkadaşlarından birine benziyordu. | Open Subtitles | بدى لي كانه احد رفاق كارلتون في لعبة السكواتش |
Sonra hatırladığım tek şey, yere düşüp bayılmam ve doktorun Sanki yardıma ihtiyacı olan oymuş gibi karşımda öylece dikilmesi. | Open Subtitles | الشيء الاخر الذي اعرفه اني كنت على الارض وهو يجلس هناك كانه هو الذي يحتاج المساعده |
Sanki problem başkasının problemiymiş gibi konuşuyorsun, Shoukichi! | Open Subtitles | انت تطرح هذا و كانه مشكلة شخص اخر ,شوكيجي |
Öyle acı, öyle derin bir ah çekti ki kendini paralamak, yok etmek istiyordu Sanki. | Open Subtitles | ثم تنهد تنهدا عميقا ملؤه الحزن بحيث بدا كانه يمزق جثمانه ويوشك ان يقضى عليه |
Sanki bir lord ya da dükmüş gibi Shakespeare'den dizeler okudu. | Open Subtitles | لقد كان يستشهد فى كلامه بشكسبير و كانه دوق اتى من قصة لشكسبير |
Bügün çimleri kesmeni istiyorum, bayım. Sanki bir buğday tarlası gibi gözüküyor. Okuldan sonra, anne. | Open Subtitles | وأُريدُ تسويه ذلك العشبِ اليوم , سيدى يَبْدو كانه حقلِ قمح ينَمُو في فنائنا الخلفي |
Sanki sahile gitmen için üstüne para vermişler gibi bir şey, değil mi? | Open Subtitles | تقريباً كانه يدفع لك من أجل الذهاب إلى الشاطىء |
Saatlerdir çok tedirgin Sanki bir şeye yönlenmiş gibi. | Open Subtitles | لقد كان مهسوساً بها لساعات. كما كانه يتحدى شيئا ما. |
Eğer doğru dürüst oturursa, Sanki arabayı masamda kullanmış gibi görünüyor | Open Subtitles | عندا يجلس بشكل صحيح يبدوا كانه يقودها حول المكتب |
Öldürmek istediğiniz birisini bulmuş olmak, Sanki... aşık olmak gibidir. | Open Subtitles | ان تجد شخصاً لتقتله امر كانه كالوقوع بالحب تقابل ناس ، لطفين ، تعجبوا ببعض |
Biliyorsun, Sanki kimsenin iyiliğini istemiyormuş gibi kendi başına yürüyorsun falan. | Open Subtitles | تسيرين و كأنك في المحيط كانه ليس عندك أي وقت لمنفعة أي شخص |
Sanki seni tutup, kafana elektrik verecekmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو كانه يوقعك ويصيبك بداخل مسامير بداخل رأسك |
Geçen seferki çingeneden alınmış gibiydi. | Open Subtitles | المعطف الأخير كان يبدو كانه اشتراه من أحد الغجر |
Giysilerimi çıkarırdı ve bana göre bu eğlence gibiydi, oynadığımız eğlenceli bir oyun gibiydi. | Open Subtitles | كان يخلع ملابس والأمر راجع لي ليبدو الأمر كانه ممتعة لقد كانت لعبة جيدة كنا نلعبها |
Tahtası eksik birine benziyor. | Open Subtitles | كانه سقط من سطح السفينة |
Senin el yazında benziyor. | Open Subtitles | حسناً، يبدو و كانه خط يديكِ |
Patlamadan önce, burası bir uzay gemisine benziyordu. | Open Subtitles | قبل الانفجار, بدا هذا المكان كانه سطح سفينة فضائية |