Ne demek döndü? Orası hep benim odamdı, onların odası diğeriydi | Open Subtitles | لقد كانت هذه دوماً عرفتي .كانوا دائماً في غرفة النوم الأخرى |
Kurbanları hep genç kadınlar ama... ..resim gönderiyor... | Open Subtitles | لا ، اعنى الضحايا كانوا دائماً شابات ولكنه يرسل الصور الان |
Kazanç bile gözetmeden bana yardım ediyorlar ve hep yanımda olacaklar. | Open Subtitles | لقد ساعدوني بدون التفكير حتى في الربح و لقد كانوا دائماً في صفي |
her zaman oradalardı ve yargılamadan dinlediler. | TED | كانوا دائماً بجانبي يستمعون بدون إصـدار أحكـام |
her zaman olduğu ve gelecekte de olacağı gibi. | TED | لقد كانوا دائماً يفعلون. وسيقوموا بذلك دائماً. |
Büyükbabamdan bu yana atalarım her zaman huzur içinde olmuştur ama... | Open Subtitles | أسلافي كانوا دائماً مسالمين منذ وقت جدي ولكن هذا حسناً |
Ama ben üç erkek kardeşle büyüdüm ve o aptalların elleri hep malafatlarındaydı. | Open Subtitles | لكنني نشئتُ وسط ثلاثة اخوة واولائك الحمقى كانوا دائماً يضعون ايديهم داخل ملابسهم الداخلية |
O kaltak ve kız kardeşi hep arkamdan konuşurlardı. | Open Subtitles | تلك العاهرة وأختها كانوا دائماً يتحدثون خلف ظهري |
O ve Bullet hep beraber takılırlardı. | Open Subtitles | نوعاً ما هى وبوليت كانوا دائماً يتسكعون معاً |
Bana hep dediler, "İtiraf edersen seni salıveririz. | Open Subtitles | كانوا دائماً يقولون لي اعترف وسندعك تذهب |
Johnson'lar hep böyledir. | Open Subtitles | عائلة جونسون كانوا دائماً يحبون هذا |
hep şu garip maskelerden takıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا دائماً يضعون تلك الأقنعة الغريبة |
hep isteyerek gelirler. | Open Subtitles | وقد كانوا دائماً يأتون بملئ إرادتهم |
Ve sosyal tıbba karşı yürütülen korku kampanyasının başında her zaman olduğu gibi Amerikan Tıp Birliğinin iyi doktorları vardı. | Open Subtitles | والرؤساء يُشيعون الخوف ضد الطب المُعمم كانوا دائماً الأطباء الجيدين للجمعية الطبية الأمريكية |
Aynen eski günlerdeki gibi her zaman kendilerini beğenmişlerdir. | Open Subtitles | تماماً كالأيام الخواليّ، لقد كانوا دائماً مغرورين. |
Aynen eski günlerdeki gibi her zaman kendilerini beğenmişlerdir. | Open Subtitles | تماماً كالأيام الخواليّ، لقد كانوا دائماً مغرورين. |
her zaman başka ülkelerin himayesine giren Josonluların, Büyük Japonya İmparatorluğu halkıyla aynı kefeye koyup bir tutmak akıl işi mi? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنه يعقل للأشخاص من الأمبراطور العظيم الياباني يقارنون بالمساواة مع جوسون الذي كانوا دائماً يحكمون من قبل دولة أخرى؟ |
Çalışanlar her zaman dört blok ötedeki Best Western'de kalırdı. | Open Subtitles | الموظفون كانوا دائماً يقيمون في فندق ذا بيست ويسترن، على بعد أربعة مباني من هنا |
Ve herkes her zaman evden ayrılmadan önce,... ...bu harika köpeğin kuyruğunu çevirdiği için,... ...köpeğim evde ne zaman bir valiz görse,... ...hemen başka bir odaya kaçar. | TED | لذلك، كلما رأى حقيبة في المنزل، لأن الجميع دائما، كما تعلمون، يغادرون كانوا دائماً يداعبون ذيله الرائع، فكان يهرب إلى الغرفة الأخرى. |
O sebeple birinin saklanmaya ihtiyacı varsa o kişiyi her zaman bize getirebilirlerdi. | Open Subtitles | "بيترا إيلديرنج" شاهد عيان ولذلك عندما كانوا يبحثون لشخص ما عن مخبأ كانوا دائماً يأتون ألينا |