"كانوا يطلقون" - Translation from Arabic to Turkish

• ateş ediyorlardı
• " derlerdi
• diye çağırıyorlardı
• derler
• diyorlar
• Bize ateş
• diyorlardı

Kim ateş ediyordu, kime ateş ediyorlardı ve neden anlaşamadılar?
من كان يطلق النار، وعلى من كانوا يطلقون النار، ولم لم يحاولوا الخروج؟

ateş ediyorlardı. Çok yakındaydılar.
كانوا يطلقون النار علينا كانوا قريبين جداً

Seni ne diye çağırıyorlardı, şişko-paddy?
ماذا كانوا يطلقون عليك؟ باتي البدين؟

Buna tzompantli sergilemek derler.
كانوا يطلقون على طريقة عرضها اسم "زامباتلي"

Kendilerine "Tanrı'nın Kilisesinin Kutsal Şubesi" diyorlar.
كانوا يطلقون على أنفسهم فرع قداسة كنيسة الله.

Çok doğru. Bize ateş ettiler orada.
هذا صحيح فعلاً لقد كانوا يطلقون النار علينا

Jane'in bebeğiydi. Evet, o zamanlar ona Janey diyorlardı.
لقد كانت ملكاً ل " جين" نعم ، لقد كانوا يطلقون عليها " جينى"

- İkimize de ateş ediyorlardı.
لقد كانوا يطلقون الرصاص علينا نحن الإثنين.

Bu hadise üzerine uykularım kaçmadı çünkü o elemanlar bana ateş ediyorlardı.
الآن، لم أشعر بأي ذنب حيال هذا، لأن هؤلاء الرفاق كانوا يطلقون علي،

- Bana ateş ediyorlardı, ne yapsaydım?
كانوا يطلقون النار عليّ ماذا كان يفترض أن أفعل؟

Hareket eden herşeye ateş ediyorlardı.
لقد كانوا يطلقون النّار على كل شيء كان يتحرّك

Başta ateş ediyorlardı ve Alterplex çalışanlarının peşinden koşuyorlardı.
أولا ، كانوا يطلقون النار وكانوا يلاحقون رجال التربلكس

Seni ne diye çağırıyorlardı?
ماذا كانوا يطلقون عليك؟

- Ona "Yakışıklı Harry" derler.
كانوا يطلقون عليه :

Demiştim sana, Kızılderililer bana öyle diyorlar.
أخبرتك أن الهنود كانوا يطلقون علي هذه التسمية

Bize ateş eden insanlara yardım etmek için köprü inşa etmeye çalışıyorduk.
حاولنا بناء جسوراً هنالك لمساعدة الناس الذين كانوا يطلقون النار علينا

Ona Örümcek Gölü manyağı diyorlardı çünkü bütün cinayetler bir yıl önce bu ormanda işlenmişti.
كانوا يطلقون عليه مهووس بحيرة العناكب ...لان كل جرائمه حدثت هنا في هذه الغابة من حوالي عام