Evet, haberin olsun. O pis keş benim en büyük gelirimdi. | Open Subtitles | لدي أخبار لك هذا الموزع اللعين كان أكبر مصدر دخل لي |
Yazabileceğimiz kadar büyük yazmıştık. Bulabildiğimiz en büyük yazı tipi oydu. | Open Subtitles | كتبناها بأكبر ما يمكننا بكتيب التعليمات لقد كان أكبر خط لدينا |
Ve aklımda sahte bir mükemmel erkek yaratmak benim en büyük sorunumdur. | Open Subtitles | و ربما بناء رجل رائع مناسب في عقلي كان أكبر مشكلة لي |
Benden daha büyük, daha güçlü daha önemli bir şeye. | Open Subtitles | تعلم , شيء كان أكبر مني, أقوى مني, أكثر أهمية. |
Bu bir evlilikten fazlasıydı, bir birleşmeydi. | Open Subtitles | كما ترين ، الأمر كان أكبر من مجرد زواج كان إندمـاجاً |
Evet, tanı konduğunda Brian daha büyüktü. | Open Subtitles | نعم . أعني . براين كان أكبر من أخاه عندما شخصنا المرض |
Bu adam Kuzey Amerika tarihinin en büyük uyuşturucu satıcısıydı. | Open Subtitles | هذا الرجل كان أكبر تاجر مخدرات في تاريخ امريكا الشمالية |
en büyük şansım ellerime bakıp ömrümün 10 yılını kaybettiğimi görmekti. | TED | كان أكبر تغير في حياتي عندما نظرت ليدي ورأيت أنه قد مرت عشر سنوات بها |
Geçen sene ABD'de senenin ve tarihin en büyük İnternet üzerinden alışveriş günüydü. | TED | في العام الماضي بالولايات المتحدة كان أكبر يوم للتسوق بالإنترنت في السنة وفي التاريخ |
Uygun bakım yasası, madde kullanımı rahatsızlığı tedavisinin bir nesil içindeki en büyük gelişmesi ve tedavi servislerinin ve temel bakımın birleşmesini gerektirmektedir. | TED | وسن قانون للرعاية بأسعار معقولة كان أكبر توسع في علاج استخدام المواد المخدرة منذ جيل، وتدعو أيضاً لإدماج خدمات العلاج ضمن الرعاية الأولية. |
Dünya'daki en büyük mülteci kampına, doğu Kenya'daki | TED | ذهبت إلى حيث كان أكبر مخيم لللاجئين في العالم، في شرق كينيا. |
Yaptığımız en büyük canlı yayında bir peynir çeşmesi vardı. | TED | كان أكبر فيديو قمنا به يتضمن نافورة من الجُبنَة. |
Geçen sene Hindistan'ın Afganistan'daki en büyük varlığı neydi biliyor musunuz? | TED | ولكن تعلمون ماذا كان أكبر حليف للهند في أفغانستان خلال السبع سنوات الأخيرة؟ |
Bu ipler, mahalleden çok daha büyük bir şeylere katkı koyabileceğimiz bir alan yaratıyorlardı. | TED | أحدثت هذه الحبال مساحة حيث كنا قادرين على المساهمة بشيء ما الذي كان أكبر بكثير من الحي والجيرة. |
Eğer I.Q. testlerine bakarsak belli noktalarda kazancın daha büyük olduğunu görürüz. | TED | إذا نظرتم إلى إختبار الذكاء، ستجدون أن ما تم إكتسابه كان أكبر في مجالات معينة. |
Daha geniş bir zaman dilimide ise, daha büyük teleskoplar inşa etmek. Çünkü hatırlayın, astronomide ne kadar büyük, o kadar iyi. | TED | و بمقياس زمني أكبر، ما نأمل بفعله هو بناء مناظير أكبر، لأنه، اذا تتذكرون، كلما كان أكبر كلما كان أفضل في علم الفلك |
Aklına seksle alakalı şeyler gelmesin. Bundan çok daha fazlasıydı. | Open Subtitles | لم يكن الأمر متعلقاً بالحُب على الأطلاق، كان أكبر من ذلك بكثير. |
O şey şimdiye kadar gördüğüm tüm Lycanlardan en az iki kat daha büyüktü. | Open Subtitles | ذلك الشييء كان أكبر مرتين من أيمُستذئبرأيتهفيحياتي. |
Mahkum olan grupta en büyüğü oydu ve en uzun cezayı o almıştı. | Open Subtitles | كان أكبر من أدين في المجموعة و حصل على أطول حكم |
Fakat onun babası, Nathan, daha yaşlı ve cimriydi. | Open Subtitles | لكن والدها ناثان كان أكبر منها و شحيحا أكثر منها |
Adam kızın sandığından daha yaşlıymış. | Open Subtitles | الرجل كان أكبر سنا بكثير مما ظنته |