Ve aklıma gelen ilk şey, ihtiyacın asla değişmediği, ama ilişkilere uyguladığımız yolların ve içeriğinin çok fazla değişime uğradığı. | TED | ولهذا إذاً كان أول شيء أفكر به بأن الحاجة لا تتغير، ولكن المضمون والطريقة التي نُخضِع بها علاقاتنا تتغير بكثرة. |
Yaptığım ilk şey literatüre bakmak ve füzyonun nasıl çalıştığını bulmak oldu. | TED | كان أول شيء أقوم به، هو أن أنظر في الكتب لأرى كيف يعمل مبدأ الانصهار؟ |
Ve eve geri döndüğümde, yaptığım ilk şey, bir uzay gemisi çizimine başlamak oldu. | TED | وعندما عدت إلى المنزل، كان أول شيء فعلته، أن بدأت في رسم سفن الفضاء. |
Bolşeviklerin yaptığı ilk şey, Rusya'yı savaştan çekmek oldu böylece Almanlar 2 cephede savaşmanın felç edici etkisinden kurtuldular. | Open Subtitles | كان أول شيء فعله البلشفيين هو اخراج روسيا من الحرب ليحرروا الألمان من القتال الصعب على جبهتين |
Sabah kalktığında düşündüğü ilk şey ve gece uyumadan düşündüğü son şey oğlumuzda. | Open Subtitles | قال أنه كان أول شيء يفكر به كل صباح و أخر شيء قبل أن يذهب للنوم كل ليلة. |
İnsanlar Malak gibiler sayesinde hayatta kaldı. Görevi başındayken ciddi şekilde yanık yaraları oluşmasına rağmen hastaneden taburcu olur olmaz yaptığı ilk şey küçük çocuklara bakmak için geri dönmek oldu. | TED | ينجوا الناس بسبب أشخاص مثل ملك، والتي رغم تعرضها لحروق شديدة أثناء أدائها لواجبها، كان أول شيء فعلته بعد مغادرتها المستشفى أن عادت مجددًا لرعاية الأطفال الصغار. |
Silahı gördüğünüzde aklınıza gelen ilk şey ney... | Open Subtitles | ماذا كان أول شيء... جال بخاطركِ عندما رأيت... |
Ama bu sabah düşündüğüm ilk şey buydu. | Open Subtitles | لكنه كان أول شيء ظننته هذا الصباح |
Kötü kurdun hakime söylediği ilk şey neydi? | Open Subtitles | ماذا كان أول شيء قالهُ للقاضي؟ |
Muhtemelen bize öğretilen ilk şey... | Open Subtitles | "كان أول شيء درسونا اياه على الأرجح" |
Söylesene Skye, S.H.I.E.L.D.'ın sana yaptığı ilk şey neydi? | Open Subtitles | أخبريني (سكاي)، ما كان أول شيء فعَلَته لك (شيلد)؟ |