"كان الكولونيل" - Translation from Arabic to Turkish

    • Albay
        
    Öyleyse kör, yardıma muhtaç Albay ölmek istedi. Open Subtitles اذن, لو كان الكولونيل بارادين, اعمى, وعاجز عن مساعدة نفسه, ويرغب فى الموت
    Albay Grau, bir katili yakalamak için her günün iyi olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles كان الكولونيل جراو دائما يشعر أن أى يوم يكون مناسبا للتفتيش عن الجريمة
    Albay Clapperton bütün gün sizinle miydi, öğleden sonra 4'te gemiye dönene dek? Open Subtitles هل كان الكولونيل معكما طوال اليوم حتى عدتم الساعة الرابعة بعد الظهر؟
    Albay 6.45'de vurulmuş olsa, niçin yazdığı notu 6.20'de yarım bıraksın? Open Subtitles إن كان الكولونيل قد أطلق عليه النار في السابعة إلا ربع لماذا ترك الملاحظة بذلك الشكل في السادسة والثلث؟
    Albay masada oturuyor olsaydı bile, ölü veya diri göremezdin onu. Open Subtitles إن كان الكولونيل هنا يجلس على المكتب، لم يكن بإمكانكِ رؤيته سواء كان حياً أو ميتاً
    Albay ne zaman izine çıksa buraya gelirdi. Open Subtitles اذا كان الكولونيل برغب في الراحـه فانه ياتي هنا
    Tek bir siperde bile ayrım olmazdı. Albay daima bize bunu söylerdi. Open Subtitles كان الكولونيل يخبرنا دائما أنه لا وجود للتفرقة العنصرية في الخندق
    Albay onu gönderdiyse bir nedeni vardır. Open Subtitles حسنا ، لو كان الكولونيل قد اعاد ارساله مجددا سوف يكون لديه سبب
    Albay kıyıya yalnız mı indi? Open Subtitles هل كان الكولونيل لوحده عندما نزل ؟
    Eğer Albay Sumner hâlâ... Ama değil. Open Subtitles لو كان الكولونيل سمنر هنا إنه ليس هنا
    Albay Easterbrook, bu sabah kiliseye gelecek mi? Open Subtitles "هل تعرفين إن كان الكولونيل "إيستربروك سيأتي للكنيسة هذا الصباح؟
    Albay Tshuma idi. Bundan eminim. Open Subtitles انا متاكده انه كان الكولونيل تشوما.
    Albay Tshuma idi. Bundan eminim. Open Subtitles انا متاكده انه كان الكولونيل تشوما.
    Soruşturmayı Albay Jacobson yürütüyordu. Open Subtitles كان الكولونيل (جاكوبسون) مسئولاً عن التحقيق.
    Ben çocukken Albay Hanna çok disiplinliydi. Open Subtitles لقد كان (الكولونيل‪/‬ هانا ) مهووساً بالإنضباط عندما كنتُ فتىً
    İnatçı Albay, kaloriferi açık arabasıyla peşimden geliyordu. Open Subtitles لقد كان (الكولونيل‪/‬ الصارم) موجوداً بالشاحنة يتبعني بينما الهواءُ الساخنُ يتدفقُ عليه
    Woodrow Wilson'un baş danışmanı ve müşaviri Albay Edward House, savaş isteyen uluslararası bankerlerle yakın ilişkiler içinde olan biriydi. Open Subtitles (Edward House=كان الكولونيل( إدوارد هاوس أحد كبار مستشاري و ناصحي "ويدرو ويلسون"ّ و هو رجل له علاقات حميمة مع المصرفيين الدوليين,وكان يسعى نحو الحرب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more