"كان علي القيام" - Translation from Arabic to Turkish

• Yapmam gerekeni
• yapmak zorundaydım
• yapmam gerekti
• yapmalıydım
• yapmam gereken
• zorunda kaldım
• Yapmaya mecbur olduğum

O görüntüyü gözümün önünden çıkaramıyorum, ben de Yapmam gerekeni yaptım.
وأنا لا أستطيع نسيان المشهد وأخرجه من عيني، وفعلت ما كان علي القيام به.

Yapmam gerekeni yapmak için kendimi koruyabilmek için.
أن تفعل ما كان علي القيام به، واضطررت للحفاظ على نفسي مغلقة.

Ve size kiminle ve nerede olduğumu kesin olarak söyleyebilirim, çünkü FBI için bunu yapmak zorundaydım.
واستطيع ان اقول لكم بالضبط كنت برفقة من وبمكان تواجدي، لأن ذلك ما كان علي القيام به مع مكتب التحقيق الفدرالي.

Bunu yapmak zorundaydım. Isırdıkları zaman yapılacak bir şey kalmıyor.
كان علي القيام بذلك، لا يوجد شيء آخر يمكنك القيام به

Biraz tertip yapmam gerekti.
حسناً، كان علي القيام بترتيب بعض الأشياء

Bir anlaşma yapmalıydım.
لم تكن هناك خيارات جيدة كان علي القيام بصفقة

yapmam gereken o düğünü en iyi şekilde organize etmekti.
كل ما كان علي القيام به كانت تجعل من خلال حفل الزفاف.

Karısını arayıp kocasının canlı canlı gömüldüğünü söylemek zorunda kaldım.
كان علي القيام بالإتصال بزوجته و اعلامها بأن زوجها دفن حياً

Yapmaya mecbur olduğum şeyi yaptım.
لقد فعلت ما كان علي القيام به

Kolay değildi ama bu doğum günün için Yapmam gerekeni yaptım.
لم يكن الأمر سهلا، ولكن يكون عيد ميلادك وفعلت ما كان علي القيام به.

Ve ben de, bunu başlamadan durdurmak için Yapmam gerekeni yaptım.
ولقد فعلت ما كان علي القيام به لوقف ذلك قبل أن تبدأ.

Yapmam gerekeni yapacağım, eğer dokunulmazlık alsam bile, federal hükümet affetmez.
ما كان علي القيام به، حتى لو حصلت على حصانة، الحكومة الفيدرالية ليست تسامحا.

Hayatta kalabilmek için Yapmam gerekeni yaptım, leydim.
لقد فعلت ما كان علي القيام به البقاء على قيد الحياة، يا سيدة.

- Yapmam gerekeni yaptım.
لقد قتلتني على أية حال. لقد فعلتُ ما كان علي القيام به.

yapmak zorundaydım. Benim bir ailem var.
كان علي القيام بذلك لدي عائلة

Bunu yapmak zorundaydım.
كان علي القيام بذلك فحسب

Ama bunu yapmak zorundaydım.
ولكن كان علي القيام بذلك

Biraz kod çözme işi yapmam gerekti, ama bu dosyayı gizlenmiş buldum gizli bir doyada.
كان علي القيام ببعض أعمال فك الشفرات لكنوجدتُهذاالملفموضوعًابعيدًا.. في ملف مخّفي.

Evde bir şey yapmam gerekti. Bir... Bir...
كان علي القيام بشيء ما في المنزل

Bir şey yapmam gerekti.
كان علي القيام بذلك الأمر

İki üç gün önce yapmalıydım.
شيئا كان علي القيام به منذ ثلاث أيام

Tek yapmam gereken onu oraya götürmekti.
جلّ ما كان علي القيام به هو أخذه إلى هناك

Karısını arayıp kocasının canlı canlı gömüldüğünü söylemek zorunda kaldım.
كان علي القيام بالاتصال بزوجته و إعلامها بأن زوجها دفن حياً