"كان فتىً" - Translation from Arabic to Turkish

• bir çocuktu

Zeki bir çocuktu. Elektronik, mekanik ve bilgisayar konularında başarılı.
كان فتىً ذكياً ، وكان جيداً في الإليكترونيات والميكانيك والحواسيب

Önünde koskoca bir hayat vardı. Harika da bir çocuktu.
يا لها من مأساة , لقد كان المستقبل أمامه و قد كان فتىً رائعاً أيضاً

Wilfrid Dierkes öyle garip bir çocuktu ki... ergenlik çağında aşırı derecede obezken... yetişkin hale geldiğinde nerdeyse sıska sayılırdı.
ويلفريد ديركس كان فتىً غريباً و الذي كبر ليصبح مراهقاً سميناً جداً وبعدها تقلص ليصبح بالغاً غريباً

Annesi annemle konuşuyordu o da elleri ceplerinde duran, balıkların taklidini yapan komik, ufak bir çocuktu.
والدته كانت تتحدّث إلى والدتي... وقد كان فتىً خفيف الظل, يضع يديه أسفل بنطاله... ...

Yani beni yanlış anlama, tüm o sevgisi, taşakları ve horozuyla çok iyi bir çocuktu ama o çocuk bir rock yıldızına dönüştü ve o rock yıldızı istediği her şeyi fazlasıyla aldı.
أقصد, لا تسئ فهمي لقد كان فتىً طيباً حقاً, مليء بالمشاعر و الرجولة و الروعة ثم تحول ذلك الفتى إلى نجم روك, ونجم الروك نال كل ما أراده و أكثر

Sadece görmezden geldiğim bir çocuktu.
لقد كان فتىً كنت سأتسلل وأخرج لرؤيته

Çok büyük geleceği olan bir çocuktu.
كان فتىً بمستقبل مشرق

O harika bir çocuktu.
واو, كان فتىً طيباً.

Çünkü Derek o tür kişilerle takılmazdı. Michigan'lı temiz bir çocuktu.
لأنّ (ديريك) لن يتسكّع مع أناس كهؤلاءِ كان فتىً صالحاً من "ميشيغان"

O çok iyi bir çocuktu.
لقد كان فتىً صالحاً.

O gerçekten iyi bir çocuktu.
كان فتىً جيداً حقاً

Ian çok iyi bir çocuktu.
إيان كان فتىً لطيفاً

Oğlun, o o iyi bir çocuktu.
أبنك.. لقد كان فتىً جيداً

Eskiden çok kibar bir çocuktu. Ne olmuş böyle?
لقد كان فتىً لطيفاً- ما الذي حدث له؟

Marcus iyi bir çocuktu dostum.
"ماركوس" كان فتىً طيباً يا رجل.

O iyi bir çocuktu.
فقد كان فتىً صالحاً

Çok zeki bir çocuktu.
لقد كان فتىً ذكيّاً

Bensonhurst'den gelme bir çocuktu.
كان فتىً من (بينسونهارست)، أتعلمين ذلك؟