"كان فيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğu bir
        
    • oradaymış
        
    Ben bütün oyunların yasak olduğu bir zamanda büyüdüm. TED قد نشأت في زمن كان فيه كل اللعب ممنوعا.
    Nazilere karşı, herkesin onlara boyun eğmeye razı olduğu bir zamanda manevî olarak liderlik etmiş olarak. Open Subtitles وكدولة قدمت نموذجاً لقيادة ذات مبادئ فى وجه النازيين فى الوقت الذى كان فيه الجميع عداها يمد يد الصداقة إلى النازيين
    Onların hikâyesini anlatabilmek için çok gerilere, dünyanın oldukça farklı olduğu bir zamana geri dönmemiz gerekir. Open Subtitles لكي نخبر قصتهم يجب أن نعود إلى الوقت الذي كان فيه العالم مكانا مختلفا تماما
    Sen onu çağırana kadar oradaymış. Open Subtitles هذا هو المكان الذي كان فيه حتى قمتِ باستدعائه
    Sen onu geri getirene kadar oradaymış. Open Subtitles هذا هو المكان الذي كان فيه حتى قمتِ بإعادته
    Bitişik iki sandalyenin olduğu bir programdı misafirlerinin karşısında oturuyordun. Open Subtitles ذلك العرض الذي كان فيه الكرسيين المتجاورين لقد جلست بالقرب من ضيوفك وجها لوجه...
    Oh, General O'Neill'ın görünmez olduğu bir zaman vardı. Open Subtitles حسناً، كان هناك ذلك الوقت الذي كان فيه العقيد "أونيل" غير مرئي
    "...ama Jarrod'a göre polislerin bu kadar kötü olduğu bir zamanı hiç kimse hatırlamıyor. Open Subtitles '"و لكن,طبقاً ل"جارود' لا يوجد أحد يتذكر زمناً' 'كان فيه المحصول بهذا السوء
    Kenya ile küçükken, eski Avrupa şehirlerinin fotoğraflarının olduğu bir kitap bulmuştuk. Open Subtitles ...وجدنا كتاب كان فيه تلك الصور عن المدن الأوروبية القديمة
    O halde Dr. Portnow pilot olduğu bir yerde, ki değildi, bir fantazi yaratmış, ...ve Lucy Van Gaal de yolcuymuş ki öyle değilmiş. Open Subtitles بورتنو " خلق تصورا كان فيه طيارا وهو أمر غيرصحيح و كانت لوسي فان غال مسافرة و هو أمر غير صحيح
    Seagal'ın zayıf olduğu bir filmde dalıp şişman olduğu bir filmde uyandım. Open Subtitles في فلم كان فيه (سيغال ) نحيلا وعندما أفقت وجدت أنه أصبحا سمينا
    Tam olarak Wembley Arena'daki Take That konserine benzemiyordu ama Enterprise da, yerel bir mekandan beklediğin her şeyin olduğu bir yerdi. Open Subtitles لم تكن تماما كحفلة (تيك ذات) في (ساحة (ويمبلي و لكن (إنتربرايز) كان فيه كل ما تريد ...,من جو الأغاني المحلية
    Çünkü Dodori oradaymış. Open Subtitles لأنّ دودوري كان فيه.
    Buradaki ve Marysville'deki gardiyanların listesini çıkaralım ve Timmons, Northpoint'te yatarken, hangileri de oradaymış, bulalım. Open Subtitles لِنعدّ لائحة بأسماء الحرّاس هنا "و حراس "مارسيفيل" أيضاً، ونرى أي واحد كان في سجن "نورث بوينت في الوقت الذي كان فيه (تيمونز) يقضي عقوبته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more