Tutulmakta olduğu kargo bölümüne girdiklerinde, o çoktan gitmişti. | Open Subtitles | حين اقتحموا الشحنة بالمكان به اختبأنا, كان قد ذهب. |
Ama gerçekten önemli olan şey çoktan gitmişti. | Open Subtitles | لكنّ الشيءَ الذي كان مهمّاً فعلاً كان قد ذهب فعلاً |
Buraya geldiğimde çoktan gitmişti. | Open Subtitles | حسنا , كان قد ذهب من مدة قبل أن أصل لهنا |
Yalnız başına ormana gittiyse biri onu takip etmiş olmalı. | Open Subtitles | إذا كان قد ذهب إلى الغابة لوحده، فلابد أنّ أحداً كان يتبعه. |
Başka bir yere gittiyse diye. | Open Subtitles | وأرى إن كان قد ذهب إلى أي مكان آخر |
Hayır, ama ara verdikten sonra geldiğimde, o gitmişti ve dosya burada duruyordu. | Open Subtitles | لا ولكن عندما عدت من استراحتي كان قد ذهب والملف لا يزال هنا |
Diğer sabah kahvaltıda, o gitmişti. Karısına geri döndüğünü düşündüm. | Open Subtitles | وفي صباح اليوم التالي ، كان قد ذهب فإفترضتُ أنّه عاد إلى زوجته |
Senin geri gelmediğini fark ettiğimizde çoktan gitmişti. | Open Subtitles | كان قد ذهب عندما لاحظنا أنكِ لم ترجعي |
Bildiğim kadarıyla o çoktan gitmişti bile. | Open Subtitles | كل ما كنت أعرفه، أنه كان قد ذهب بالفعل. |
Akıllı telefonu buldum sadece, çoktan gitmişti. | Open Subtitles | وجدت الهاتف الذري و كان قد ذهب |
çoktan gitmişti. | Open Subtitles | كان قد ذهب مسبقاً |
çoktan gitmişti. | Open Subtitles | كان قد ذهب بالفعل.. |
O çoktan gitmişti, yemin ederim. | Open Subtitles | هو كان قد ذهب , اقسم. |
çoktan gitmişti. | Open Subtitles | كان قد ذهب بالفعل |
Eğer Narrow Lake'e gittiyse bu cihazda kesin kayıtlıdır. | Open Subtitles | هذا يعني إن كان قد ذهب إلى بحيرة (نارو) فربما لا زال الطريق مسجلاً |
Terasa vardığım sırada o gitmişti. | Open Subtitles | حالما وصلت لشرفة النافذة كان قد ذهب |