Kraliçe Elizabeth'in zamanından tekrar dirilmiş biri gibiydi. | Open Subtitles | كان كأنه مستنسخ من الأيام المجيدة للملكة اليزابيث |
Bilmiyorum, o piyango falan kazandı gibiydi. | Open Subtitles | لا أعلم ، كان كأنه قد ربح اليانصيب أو شيئاً كهذا |
Sanki sokakta bulunmuş ve eve getirilmiş bir kedicik gibiydi, hamile bir kedicik. | Open Subtitles | كان كأنه جاء بقطة تائهة إلى المنزل قطة حامل |
Ross Peterson beni parmaklamaya çalıştığında bozuk para aramak için kazıyor gibiydi. | Open Subtitles | عندما حاول روس بيترسون وصعه اصبعه فيني كان كأنه يحفر |
Ama bu adam, resmen derinin altını görüyor gibiydi. | Open Subtitles | مع هذا الرجل, كان كأنه ينظر من خلال جلدك. |
Adam acı çekiyordu, kanaması vardı ama elimi göğsüne koyduğumda, sanki uyuyor gibiydi. | Open Subtitles | اعني الرجل كان متألما ,وكان ينزف لكن عندما وضعت يدي على صدره كان كأنه نائم |
Umudun gün ışığı gibiydi. | Open Subtitles | وقد كان كأنه إشراق الشمس بالأمل |
Biliyorsun, Jake beni gördüğünde sanki bir hayalet görmüş gibiydi. | Open Subtitles | , أتعلم . . (عندما رآني (جايك كان كأنه رأى شبحاً |
Kıza sırılsıklam aşık gibiydi. | Open Subtitles | كان كأنه واقع في حبها تماما. |
Sanki benimle konuşuyor gibiydi. | Open Subtitles | كان كأنه يتحدث إلي |
Sanki üzeri yanıyor gibiydi. | Open Subtitles | لقد كان كأنه محترق |
Kurtuluş gibiydi. | Open Subtitles | كان كأنه الخلاص |
Bugün kasabada Jimmy'yi gördüm, ve o bir şeyler alıyor gibiydi uyuşturucu veya bir... silah, veya tehlike altındaki bir tür et veya başka bir şey | Open Subtitles | ـ رأيت (جيمي) في المدينة اليوم، وقد كان كأنه يشتري المخدرات، أو... مسدس، |