"كان لا بُدَّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekti
        
    • zorundaydı
        
    • kaldım
        
    Doktor, on beş yaşındayken aileme, evlâtlık olduklarını söylemem gerekti. Open Subtitles ثمّ، طبيب، متى أنا كُنْتُ بعمر 15 سنةً، أنا كان لا بُدَّ أنْ يُخبرَ أبويَّ بأنّهم تُبنّوا.
    - Yeni üniforma almam gerekti de. Open Subtitles كان لا بُدَّ وأنْ احصل علي زيّ رسمي جديد.
    Okulu bırakması gerekti, para sorunu yüzünden bu yüzden arkadaş olduk. Open Subtitles زائد، هي كان لا بُدَّ أنْ تَخْرجَ، لتعمل للقضاء على المشاكل الماليه ولذلك تحولت علاقتنا الي نوع من الصداقة
    Elbette iş seyahatine çıkmak zorundaydı, ama bundan nefret ederdi. Open Subtitles بالطبع هو كان لا بُدَّ أنْ يُسافرَ للعملِ، لَكنَّه كَرهَه
    Kendi üzerinde olduğunu bulmak zorundaydı. Open Subtitles أنت كان لا بُدَّ أنْ تَجدَ الذي خارج لوحدك.
    Randevu almak için Shawn'ın ismini vermek zorunda kaldım, ama beni kabul ettiler. Open Subtitles كان لا بُدَّ أنْ أُذكر إسمَ شون للحُصُول على موعد ، لَكنَّهم أَخذوني
    Biz burada bakteri DNA'sı testi yapamadığımız için dışarıdaki bir laboratuara göndermem gerekti. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أَحْصلَ عليه مِنْ خارج المختبرِ منذ نحن لَمْ نُجهّزْ ليَعمَلُ إختبار دي إن أي جرثوميُ أنفسنا.
    Onu eve bırakmam gerekti. Open Subtitles كان لا بُدَّ أنْ. أُوصلَها إلى البيت بالسيارة
    Ne yazık ki buraya geri dönmem gerekti. Open Subtitles لسوء الحظ، أنا كان لا بُدَّ أنْ أَرْجعَ هنا.
    Bir kaç tekne daha bulmam gerekti. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أُصبحَ مراكب زوجِ الإضافيةِ.
    Aküyü şarj etmem gerekti. Open Subtitles كان لا بُدَّ أنْ اقْفزَ لتشغيل جَملِي، سيدي
    Tess'e geri dönmen gerekti. Open Subtitles أَعْني، أَعْرفُ، أنت كان لا بُدَّ أنْ تَرْجعَ إلى تيس،
    Bizi kandirmaya çalisiyorlar. Bizi kandirmaya çalisiyorlar. Simdi içmezsek sonra içmeniz gerekti diye kural çikarirlar. Open Subtitles عطلة كُلّ أردتُ عطلةَ أبداً، كان لا بُدَّ أنْ يُفلتَ
    Biz fark etmeden önce geri almak zorundaydı. Open Subtitles هو كان لا بُدَّ أنْ يَستعيدَه قبل نحن تَعقّبنَاه.
    Yani, biz bulmadan önce gizlemek zorundaydı. Open Subtitles لذا هو كان لا بُدَّ أنْ يَستعيدَه قَبْلَ أَنْ وَجدنَاه.
    Onları notu bulmadan önce durdurmak zorundaydı. Open Subtitles هو كان لا بُدَّ أنْ يَتوقّفَهم مِنْ إيجاد تلك المُلاحظةِ.
    Fırtına çıkıncaya kadar cesedi korumak zorundaydı. Open Subtitles هي كان لا بُدَّ أنْ تَبقي الجسمَ حتى جاءتْ العاصفةَ.
    Köpeği öldürmüş. Adam Claire'in köpeği yanına almış gibi göstermek için öldürmek zorundaydı. Open Subtitles هو كان لا بُدَّ أنْ يَقْتلَ الكلبَ لجَعْل الأمور تبدو وكأنَّ كلير أَخذتْ أحذيةَ رياضة مَعها.
    Partiler var ama mali sorunlardan ötürü iptal etmek zorunda kaldım. Open Subtitles هناك أطراف، لَكنِّي كان لا بُدَّ أنْ أَلغي البعض بسبب المشاكلِ الماليةِ.
    Kapalı tabut tavsiye etmek zorunda kaldım. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أَوصي بتابوت مغَلقَ.
    Büyüdüğümde kaldım çünkü kalmak istedim. Bence kalmak zorunda olduğun için kaldın. Open Subtitles بَقيتُ هنا لأن أُردتُ ذلك و انت بَقيتَ لأنك كان لا بُدَّ أنْ تبقي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more