Bu hamle ile pratik koşullarda güçlerimiz arasındaki farkı ciddi manada azaltma şansımız vardı. | Open Subtitles | وهذا يعني من الناحية العملية أنه كان لدينا فرصة لتضييق الفوارق ما بين قواتنا |
Bu pazarlık için tek şansımız vardı. Onu tanıdığını söylemiştin. | Open Subtitles | كان لدينا فرصة واحدة للإتفاق قلت أنك تعرفه |
Şu ek kuvvetleri gelmeden önce epey şansımız vardı. | Open Subtitles | حسناً، ربما كان لدينا فرصة جيدة قبل أن تظهر القوات المساعدة. |
Bay Hiç Kimse dedi ki Dom'u yakalama konusunda bir şansımız varsa inanılmaz hızlı olmamız gerekiyormuş. | Open Subtitles | الآن , السيد نوبودي قال إذا كان لدينا فرصة للامساك بدوم علينا ان نكون سريعين جدا |
Kazanma olasılığımız yüksekti. | Open Subtitles | كان لدينا فرصة جيدة |
Bir şansımız vardı ama onu kaçırdık. | Open Subtitles | كان لدينا فرصة, لكن فرصتنا أتت وذهبت |
Ulusal grev kapımızdayken insanlara sağlık sisteminin ne yapabileceğini gösterme şansımız vardı. | Open Subtitles | "كان لدينا فرصة كبيرة جدا ان نثبت للشعب كله... ان تطوير النظام العلاجى سيفيدهم |
Eğer durdurma şansımız varsa, şimdi öyle. | Open Subtitles | إذا كان لدينا فرصة لإيقافه فهي الآن |
Edebiliyorum, ama bütün bunlara son verme şansımız varsa... | Open Subtitles | أستطيع، ولكن إذا كان لدينا فرصة لانهاء كل هذا الآن... |
Kazanma olasılığımız yüksekti. | Open Subtitles | كان لدينا فرصة جيدة |