"كان مُجرد" - Translation from Arabic to Turkish

• sadece
• bir

Hayır. Bu sadece sektörün genel durumuyla ilgili bir konuşmaydı.
لا ، لقد كان مُجرد خطاب عام عن حالة الصناعة

Muhtemelen sadece istasyonu değiştiriyor ya da onun gibi bir şey yapıyordu.
ربما كان مُجرد تغيير المحطة أو شيء من هذا القبيل.

Tamamen palavracı mısın yoksa sadece 50% mi?
هل كلَّ ماقُلتَهُ كان مُجرد هراء أم فقط الخمسون بالمئة؟

Kefaret ve yeniden diriliş gibi gizemleri olan bir Tanrı'ya inanmıyordu.
لم يكن مهتماً بإله كانت خفاياه خلاص البشر والبعث. منذ أن كان مُجرد طفل، سمع ما أطلق عليه

sadece bir anlaşmazlık, çocuklar. Babanız bunu düzeltecektir.
لقد كان مُجرد سوء فهم يا رفاق، وسيتولي والدكم أمره.

Çıkacak değildik zaten. sadece seksti.
لم أشعر وكأننا سنستقر معاً كان مُجرد مُمارسة للجنس

Gerisi sadece işletme kısmı. O yüzden bize çok para veriyorlar.
والبقية كان مُجرد عمل بسيط ولهذا السبب خسرونا أموال كثيرة.

Beyaz bir şey sallayan bir adamdı sadece.
لقد كان مُجرد رجل يُلوّح بشيء صادف الأمر بأنه أبيض

Daha önce yapılan o delice konuşma sadece psikolojik savaştı, değil mi?
إذن ، فكل ذلك الحديث المجنون الذي جرى من قبل كان مُجرد حرب نفسية ، أليس كذلك ؟

Ve gerçekten kötü hissediyorum. Ama sadece bir sıyrıktı.
وأشعر بالسوء ، أنا كذلك ، لكنه كان مُجرد خدش بسيط

sadece sıradan bir aile babasıydı. Kimsenin aklına gelmezdi.
كان مُجرد رجُل عائلة عادي، لم يتوقع أحَد ذلك

O zamanlar sadece müzik teliflerini bulan saçma sapan bir arama motoruyd...
عندما كان مُجرد تطبي بحث لحقوق التأليف و النشر الخاصة بالموسيقى ...

Espri yapmıştım sadece.
ذلك كان مُجرد مزحة لأجل الضحك ..

Babam direnişten değildi ki. Basit bir çilingirdi.
أبي لم يكن مُقاتل بالمقاومة أنه كان مُجرد حداد.

- Tatlım, bence kötü bir rüya gördün.
حسناً، عزيزتي، واثق للغاية إنه كان مُجرد كابوس.

Evet, az önce gördüğün, üzerinde çalıştığım yeni bir şey.
ما شاهدته للتو كان مُجرد شيء .صغير أعمل عليه

İnanıyorum ki ifadesi Güvenlik Birimi'nin ne denli hatalı ve beceriksiz olduğunu ve babasının MI5'in elinde bir piyondan başka bir şey olmadığını gösterecek.
أظن أن شهادته سوف تكشف سوء تصرف و عجز القوات الأمنية. و يُبين أن والده كان مُجرد حجر شطرنج بأيادي المخابرات البريطانية،