"كان نوع من" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bir çeşit
        
    • bir tür
        
    Eğer bu Bir çeşit testse, görünüşe göre başarısız oldum. Open Subtitles إذا هذا كان نوع من إختبار، يشاهد مثل أنا فشلت.
    Doğru, peki ya Bir çeşit tümsek ya da çivi gibi bir şeyse? Open Subtitles صحيح، لكن ماذا لو كان نوع من النتوء مثل مزلاج أو ما شابه؟
    Erikson, onun Bir çeşit kaya olduğunu düşündü, ben de ona, testlere tabi tutalım dedim. Open Subtitles إريكسون إعتقد بأنّه كان نوع من الصخرة، لذا أخبرته لسحقه للتحليل.
    Bir ilişkiden hiç ummadığım bir tür güvenceydi. Open Subtitles كان نوع من الحماية لم اجربه من قبل بعلاقة
    Uzaktan kusursuz, ama arabanın neredeyse bir tür halk sanatı yorumuydu. Open Subtitles ولكنه كان نوع من ما يقرب من تفسير الفن الشعبي من السيارة،
    Benim ilk gözlemim bunun Bir çeşit mantar büyümesi olduğu yönündeydi. Open Subtitles حسنا، حدبتي الأولى كانت بأنّها كانت بأنّه كان نوع من نمو فطري،
    Muhtemelen Bir çeşit teknolojik ya da organik bir kayıttı. Open Subtitles من المحتمل انه كان نوع من التسجيل العضوى
    Res.. yani bu Bir çeşit... kardeşlik derneği olayı mıydı? Open Subtitles أتقصد أنه كان نوع من طقوس الاخوية في الجامعة؟
    Çok, pek çok iyi nedenle, ışığın Bir çeşit dalga olduğu açıktır Open Subtitles كان واضحا لأسباب عديدة، العديد من الأسباب الوجيهة، ذلك الضوء كان نوع من الموجه.
    Bir çeşit gariplik ya da ırtına olmalı. Open Subtitles لا بدّ وأن كان نوع من عاصفة رمل شاذّة.
    Sonradan fark ettim ki bu ter değil, Bir çeşit yağ gibi bir şeydi. Open Subtitles وبعد ذلك أدركت أنه ليس عرق لقد كان نوع من .
    Bir çeşit O ve ben büyürken dünyaya meydan okurduk. Open Subtitles كان نوع من... هي وأنا ضدّ... العالم عندما كبرنا.
    Leo, kötü avukatlık mantığıyla, ...Ellie'nin ölümünün Bir çeşit hüküm olduğunu düşünüyor. Open Subtitles /يعتقد ليو أنه ربما موت /ايلي كان نوع من العقوبة على عقليته القانونية المشبوهة
    Sanırım teknik olarak Bir çeşit beyaz yalan söyledim. Open Subtitles ...افترض أن ما قلتُه تقنياً كان نوع من كذبة بيضاء
    Bir çeşit canavardı. Open Subtitles هو كان نوع من وحش.
    Bu pek, Bir çeşit sır gibi değildi. Open Subtitles أهو كان نوع من الاسرارّ.
    Bir çeşit terapi miydi? Open Subtitles هَلْ كان نوع من شيء العلاجِ؟
    Tuhaf bir tür gezegen kayması gibiydi. Open Subtitles يبدو انه كان نوع من عدم التوازن للكوكب
    Buraya onun bir tür Ruh Yiyici olduğuna inandığı için gelen bir FBI ajanı vardı. Open Subtitles كان هناك وكيل مكتب تحقيقات فدرالي الذي جاء هنا لأن إعتقد بأنّه كان نوع من a "" آكل روح. "
    Muhtemelen alt tarafı bir tür kafa travmasıdır. Open Subtitles ربما كان نوع من إرتجاج في الرأس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more